Uygur Hareketi konu ile ilgili yaptığı açıklamada, Alman hükümetini, Çin rejimi tarafından işlenen sürekli insan hakları ihlallerini tanıyan ve ele alan Çin’e ilişkin önemli Federal Hükümet Stratejisi için takdir etti. Ayrıca, diğer birçok müttefik ve koalisyon örgütü ile birlikte, yorulmak bilmeyen savunuculuk çabaları, bilgi paylaşımı ve hükümet yetkilileriyle işbirliğine dayalı katılımı yoluyla Almanya’nın stratejisini şekillendirmede rol oynamış olmaktan gurur duyduğunu ifade etti.
Almanya’nın sözkonusu stratejisi, Çin’de basın ve ifade özgürlüğünün kısıtlanması da dahil olmak üzere medeni ve siyasi haklar konusunda endişe verici bir gerilemenin altını çiziyor.
Almanya Çin’e ilişkin stratejisinde, insan haklarının sömürülmesinden kaynaklanan herhangi bir rekabet avantajına izin vermeyerek, bu tür ihlallere müsamaha gösterilmeyeceğine dair güçlü bir mesaj verdi. Uygur Hareketi yaptığı açıklamada, Avrupa genelinde eşit bir oyun alanı sağlamayı ve Avrupa iç pazarında zorla çalıştırma yoluyla yapılan ürünlerin satışını önlemeyi amaçlayan zorla çalıştırma yoluyla yapılan ürünlere karşı önerilen AB Yönetmeliği gibi önlemleri güçlü bir şekilde desteklediğini ifade etti.
Koni ile ilgili Uygur Hareketi İcra Direktörü Ruşen Abbas, Almanya’nın proaktif duruşu için minnettarlığını dile getirerek, “Alman hükümetinin, özellikle Çin rejimi tarafından Uygurlara karşı soykırım yapıldığı durumlarda, insan haklarını korumaya olan bağlılığını görmekten memnuniyet duyuyoruz. CFU, işbirliği içindeki müttefiklerimizle birlikte, Almanya’nın Çin hükümetinin yönetimi altındaki etnik ve dini toplulukların karşılaştığı acil endişeleri ele alan kapsamlı bir strateji geliştirme çabalarına katkıda bulunmaktan onur duymaktadır. Birlikte, etik kaynak kullanımı uygulamalarını teşvik ederek, Uygur zorla çalıştırma yoluyla yapılan ürünleri yasaklayarak ve küresel pazarda adil ve eşit bir oyun alanını teşvik ederek insan hakları ihlallerinin ekonomik yönünü ele almaya devam etmeliyiz” dedi.