1976 yılında kurulan, Türkiye’nin en büyük kadın örgütü olan Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, Uygur Hareketi başkanı Ruşen Abbas ve Uygur Araştırmaları Merkezi başkanı Abdulhakim İdris’i davet etti. Başta Uygur kadınları olmak üzere Uygurların mevcut ciddi durumu hakkında bilgi vermek üzere bir toplantı düzenlendi. Brifinge Ankara Çankaya Kaymakamlığı Başkan Yardımcısı Gülsun Bor ile çok sayıda kadın kuruluşu temsilcisi katıldı.

Brifing başlamadan önce, Uygur Hareketi Başkanı Ruşen Abbas’ın zorla kaybettirilen ablası Dr. Gülşen Abbas’ın akıbetini öğrenmek için gösterdiği mücadele üzerinden Uygur Türklerine yönelik yaşanan dramatik insan hakları ihlallerinin gözler önüne serildiği “Kız Kardeşim Nerede?” adlı bir belgesel film gösterildi.
Ruş3n Abbas daha sonra Uygur Soykırımı ve Uygur kadınları ile ilgili bilgi verdi. “Şimdi Uygurlar soykırımla karşı karşıya. En çok acı çekenler ise kadınlar oluyor. Uygur kadınlarının bedenleri savaş alanına dönüştü. Zorla kısırlaştırılıyorlar. Toplama kamplarında, hapishanelerde hakları ihlal ediliyor. Kocaları kamplara götürülen kadınların yanına Çinli erkekler yerleştiriliyor. O yüzden bir an önce bunlardan kurtulmak için sizin gibi kadın örgütlerinin yardımına ihtiyacımız var” dedi.
Daha sonra Uygur Araştırmaları Merkezi başkanı Abdülhakim İdris konuştu. “Açıkça görülüyor ki, Çin Uygurların aile yapısına zulmediyor” dedi. “Ev” kelimesi baba ve anne anlamına gelir. Doğu Türkistanlı Uygurlar olarak 75 yıldır Çin zulmü altında yaşıyoruz. Çin, Uygur annelerin çocuklarına ve büyükannelerimizin torunlarına zorla el koyuyor. Uygur aileleri Çinli erkeklere ev sahipliği yapıyor ve Uygur kızlarını Çinli erkeklerle evlenmeye zorluyor. Çin hükümetinin bu tür politikası, Uygurları tamamen Çinlileştirmektir. Bu yüzden öncelikle Türkiye’deki tüm kadın örgütlerinden ve kadın siyasetçilerden Uygur meselesini, özellikle de Uygur kadınları için üzücü durumdan çıkarmak için çalışmalarını rica ediyorum.” dedi.
Daha sonra konuşan Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, Uygur kadınlarının sorunlarını daha geniş kamuoyuna ulaştırmak için elinden geleni yapacağını belirtti. “Bunu daha geniş kitlelere duyurmak için sizlerle birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu, tüm kadınların hak ve haklarını korumak amacıyla kurulmuş bir sivil toplum kuruluşudur. Bu konuda STK’ların gücüne inanıyoruz. Başarıya ulaşmak için kuruluşlarla ortaklıkların güçlendirilmesi kritik öneme sahiptir. Bundan sonra da Uygurların çığlığını dünya camiasına duyurmak için elimizden geleni yapacağız.”

Toplantının ardından Canan Güllü, gazetecilerin sorularını yanıtladı:
-“TBMM’deki bazı siyasi partiler, Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerini araştırmak üzere komisyon kurulması yönünde 4 kez karar tasarısı sundu ancak reddedildi. Türkiye’nin en güçlü kadın örgütünün başkanı mısınız ve parlamentoya baskı mı yapacaksınız?
-“Çok güzel bir soru. TBMM’nin mevcut yapısından sonuç beklemek hayaldir. Artık TBMM’de bir adamın konuşması geçecek. O kişi kanun çıkarıyor. Artık Türkiye’de STK’ların çok önemli olduğunu düşünüyorum. Biz Uygurların bu ciddi durumunu daha geniş kamuoyuna duyurmak istiyoruz.”
Canan Güllü daha sonra Uygur kadınlarının hakları ve haklarının korunması faaliyetleriyle ilgileneceğini belirtti. “Kalplerimizde insan sevgisi ve insan haklarına saygı duygusu çarpıyor. Bu nedenle Uygurların haklarını korumaya ve onların çığlığını dünyaya duyurmaya çalışacağız. Bunu yaptığımızda bazı kişilerin ve medyanın saldırısına uğrayabiliriz. Burada yapmamız gereken doğru yola yönelmek ve mazlum Uygur halkının yanında olmaktır. Uygur Hareketi Teşkilatı ile işbirliğimizi daha da güçlendireceğiz.”