Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Çin araştırmacısı Adrian Zenz, AB’nin Zorunlu Çalıştırma Yasasını eleştirdi

Çin uzmanı Adrian Zenz, ABD yasalarıyla karşılaştırıldığında AB mevzuatının zayıf olduğunu söyledi.

Çin uzmanı Adrian Zenz,

Komünizm Kurbanlarını Anma Vakfı’nın Çin Çalışmaları direktörü Zenz, Avrupa Birliği’nin (AB) Çin’de hukuka aykırı bir şekilde alıkonulan Uygurların zorla çalıştırılmasıyla üretilen ürünlerin yasaklanmasına yönelik son geçici anlaşmasının uygulanmasına ilişkin endişelerini dile getirdi.

Özgür Asya Radyosu’nun 5 Mart tarihli haberine göre, Komünizm Kurbanlarını Anma Vakfı’nın kıdemli araştırmacı ve Çin Araştırmaları Direktörü olan Adrian Zenz, önerilen yasa tasarısının hükümleri karşısında “hayal kırıklığına uğradığını” söyledi.

“Yasanın Uygurların zorla çalıştırılmasına karşı daha güçlü hale getirilmemesinin hayal kırıklığı oluşturduğunu düşünüyorum. Bunun, devlet tarafından dayatılan zorla çalıştırmanın doğasının [anlaşılmamasından] kaynaklandığını düşünüyorum” dedi.

Aynı günün erken saatlerinde Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi, zorla çalıştırma kullanılarak üretilen ürünleri yasaklayan yeni kurallar üzerinde geçici bir anlaşmaya vardı.

Okumadan Geçme  ABD'de protestocular işgalci israil'e silah götüren gemiyi engellediler

“AB basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Ulusal makamlar ya da üçüncü ülkelerin söz konusu olması halinde AB Komisyonu, şirketlerin tedarik zincirlerinde zorla işçi çalıştırıldığına dair şüpheleri araştıracak.

Soruşturma sonucunda zorla işçi çalıştırıldığı kanıtlanırsa, yetkililer ilgili malların AB pazarından ve çevrimiçi pazar yerlerinden çekilmesini ve sınırlarda el konulmasını talep edebilir.

Basın açıklamasında, normal mallar bağışlanabilir, geri dönüştürülebilir veya imha edilebilirken, AB için stratejik öneme sahip malların “şirket tedarik zincirlerinden zorla çalıştırmayı kaldırana kadar” alıkonulabileceği belirtildi.

Tasarının Avrupa Birliği’nde uygulanabilmesi için Avrupa Parlamentosu tarafından onaylanması gerekiyor.

Zenz, Uygurların zorla çalıştırılmasından elde edilen ürünlerin yasaklanmasının, tasarının uygulanmasının zorla çalıştırmayı araştırmak zorunda olan AB Komisyonu’na dayanması nedeniyle sorgulanabilir olduğunu söyledi.

Okumadan Geçme  Yaşlı Uygurlar uydurma suçlamarla gözaltında tutularak hapishanelerde tek başlarına ölüyorlar

Zenz, “Amerikan Uygur Zorla Çalıştırmayı Önleme Yasası’nın (UFLPA) aksine, [AB] ispat yükünü tersine çevirmedi çünkü Avrupa Konseyi bunu reddetti” dedi.

Zenz, “Bu, Avrupa Komisyonu’nun bir şekilde Uygur zorla çalıştırmanın varlığını araştırması gerektiği anlamına geliyor ki bu mümkün değil” diye vurguladı.

Zenz, AB’nin tasarısının UFLPA’dan daha zayıf olduğuna dikkat çekti.

Zenz, “Amerikan UFLPA’sı mallara derhal el koyabilir, girişlerini durdurabilir, oysa Avrupa’daki durumda bir soruşturma açıkken mallar Avrupa’ya akmaya devam edebilir” dedi.

Eylül 2023 itibariyle ABD, zorla Uygur işçi çalıştırdıkları gerekçesiyle UFLPA uyarınca 27 şirketi kara listeye almıştı.

Zenz, AB üye ülkelerinin zorla çalıştırma ile güçlü bir şekilde mücadele etmeleri halinde karşılaşacakları ekonomik sonuçlardan korktuklarını söyledi.

Okumadan Geçme  "İsrail ordusu" Gazze'de 3 esirin ölümünün sorumluluğunu kabul etti

Zenz, “Doğu Türkistan’daki durumla sistematik bir şekilde mücadele etmek yerine başka çıkarlara odaklanmış durumdalar” dedi.

Çin 2017 yılından bu yana yaklaşık 1.8 milyon Uygur’u sözde “yeniden eğitim kamplarında” hapsetti.

İşgalci Çin hükümeti defalarca Uygur tutukluların, o zamandan beri kapatılmış olan bu merkezlerde çeşitli becerilerde mesleki eğitim aldıklarını iddia etti.

Bu “yeniden eğitim kamplarından” sağ kurtulanlar ve tanıklar, burada tutulan Uygurların yoğun siyasi endoktrinasyon, taciz, tecavüz, işkence ve hatta ölümle karşı karşıya kaldıklarını söylediler.

Batılı hükümetler ve insan hakları grupları, Uygurlara yönelik zulüm iddialarıyla ünlenen Doğu Türkistan’dan çekilmeleri için üreticilere sürekli baskı uyguladı.

Şubat 2024’te Alman kimyasal üretim devi BASF, Doğu Türkistan’daki ortak girişimlerinden çekilme kararını açıkladı.