Gazeteye göre, ordudaki tahminler, profesyonel subayların önemli ölçüde eksik olduğunu ve düzenli işgücünün kalitesinde bir düşüş olduğunu gösteriyor. Bu durum, ordunun tam kapasiteyle çalışabilme yeteneğini doğrudan etkiliyor.
Askeri kaynaklar, sorunun büyük bir kısmının son yıllarda genelkurmay başkanlarının politikalarından kaynaklandığını, özellikle de insan gücünü azaltma ve zorunlu hizmet süresini kısaltma kararlarının, birçok yetenekli kişiyi sivil sektöre yönlendiren cazip olmayan bir çalışma ortamı oluşturduğunu belirtiyor. Personel Bölümü, araçlarını modernize edememesi ve insan kaynakları yönetimindeki yapısal dengesizlikleri giderememesi nedeniyle de sert eleştirilere maruz kalıyor.
Ma’ariv, krizin son operasyonlarda önemli bir rol oynayan ancak kendi girişimlerini engelleyen ve düzenli liderlikle aralarındaki kopukluğu pekiştiren bürokrasi ile karşı karşıya kalan yedek kuvvetlere de yayıldığını ekledi.
Eski subaylar, samimiyetten kaçınan ve siyasi aktörlerin önünde imajını iyileştirmeyi tercih eden karmaşık bir organizasyon kültürünü işaret ediyorlar. Bu durum, boşlukların gerçek boyutuna ilişkin doğru bir içgörü eksikliğine yol açıyor. Bu teknolojik dengesizlik, iç sistemlerin işgücünün büyüklüğü, konumu ve becerileri hakkında güncel verilere sahip olmaması nedeniyle orduda daha da kötüleşiyor ve bu da planlama ve kriz yönetimini zorlaştırıyor.
Bilgili yetkililer, insan ve idari sistemlerinde radikal reformlar uygulanmadıkça, bu yaklaşımın devam etmesinin yakın gelecekte ordunun hazırlık durumunu tehdit edebileceği konusunda uyarıyor.

