Reuters’a açıklamalarda bulunan Ebu Zuhri, “(ABD Başkanı Donald) Trump bir anlaşma olduğunu ve her iki tarafın da buna saygı göstermesi gerektiğini hatırlamalı ve esirlerin iadesi için tek yol bu” dedi.
“Tehdit dilinin hiçbir değeri yok ve meseleleri daha da karmaşık hale getiriyor” diye ekledi.
Ebu Zuhri’nin yorumları, ABD Başkanı’nın Cumartesi günü öğlene kadar tüm İsrailli tutukluların serbest bırakılmaması halinde “cehennemin kapılarının açılacağı” yönündeki tehdidine cevap olarak geldi.
Hamas tutukluların serbest bırakılmasını ikinci bir duyuruya kadar erteledi ve işgalci israil’i Gazze Şeridi’ne saldırılar düzenlemeye devam ederek anlaşma şartlarını ihlal etmekle suçladı.
Hamas lideri Usame Hamdan Pazartesi günü yaptığı açıklamada, hareketin İsrailli tutukluların teslimini erteleme kararının işgalci israil’in insani protokolün yüzde 90’ını bozmasının bir sonucu olduğunu söyledi.
Hamas geçen aydan bu yana anlaşma kapsamında tutukluları kademeli olarak serbest bırakıyor.
Trump “cehennemin kapılarını açmakla” tehdit etti
Oval Ofis’te gazetecilerle geniş kapsamlı bir oturum gerçekleştiren Trump, Hamas tarafından serbest bırakılan son tutuklu grubunun durumundan ve Hamas’ın daha fazla tutuklu bırakmayacağını açıklamasından duyduğu hayal kırıklığını dile getirdi.
Trump şunları söyledi: “Kendi adıma, tüm rehineler Cumartesi günü öğlen 12’ye kadar iade edilmezse, ki bence bu iyi bir zaman. “‘İptal edin’ diyeceğim ve tüm bahisler kapanacak ve kıyamet kopacak. Cumartesi günü öğlen 12’ye kadar iade edilmeleri gerektiğini söylüyorum.”
Rehinelerin teker teker değil, topluca serbest bırakılmasını istediğini söyledi ve ekledi: “Hepsini geri istiyoruz.”
ABD Başkanı, yeniden kalkınma önerisi kapsamında Filistinlilerin Gazze’ye geri dönme hakkına sahip olmayacağını söyleyerek, yönetim yetkililerinin Gazzelilerin Şerit dışına “sadece geçici olarak” taşınacağı yönündeki açıklamalarıyla çelişti.
Bölgeyi ateşlemek
Trump, ABD’nin Gazze’nin kontrolünü ele geçirerek iki milyondan fazla sakini yerinden etmeyi ve bölgeyi “Orta Doğu’nun Rivierası” haline getirmeyi önerdiğinde Arap dünyasını kızdırdı.
Gazzeliler ve Arap devletleri Trump’ın Filistinlileri yerlerinden etme önerisini defalarca reddetmiş, insan hakları savunucuları ve Birleşmiş Milletler bunu etnik temizlik önerisi olarak nitelendirmişti.
İşgalci israil Başbakanı Benjamin Netanyahu Trump’ın önerisini övdü ancak Filistinlilerin geri dönmelerine izin verileceğini belirtti. “Trump’ın açıklamasından bir gün sonra yaptığı açıklamada “Gidebilirler ve daha sonra geri dönebilirler, taşınabilirler ve geri gelebilirler. Ancak Gazze’nin yeniden inşa edilmesi gerekiyor.”
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio Perşembe günü yaptığı açıklamada Gazze yeniden inşa edilirken Filistinlilerin “geçici olarak başka bir yerde yaşamaları” gerekeceğini söyledi ancak kalıcı olarak yer değiştirmeyi açıkça reddetmekten kaçındı.
Trump Salı günü Ürdün Kralı Abdullah ile bir araya gelecek ve ABD Başkanı’nın Filistinlileri yeniden yerleştirmeyi reddetmesi halinde ABD müttefiki Ürdün’e yardımı kesme tehdidini de içeren Gazze’nin yeniden inşası önerilerinin ardından gergin bir toplantı olması bekleniyor.
Mısır ve Ürdün, Filistinlilerin Gazze Şeridi’nden ya da işgal altındaki Batı Şeria’dan çıkarılması fikrini defalarca reddetmiş ve iki devletli çözüme ve 4 Haziran 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasına olan bağlılıklarını teyit etmişlerdir.
Askeri işgal altındaki bir nüfusun zorla yerinden edilmesi 1949 Cenevre Sözleşmeleri kapsamında bir “savaş suçu” olarak kabul edilmektedir.