Nöbetçi Eczaneler
Ağustos 2022’de yayınlanan rapor, Doğu Türkistan’da gerçekleştirilen eylemlerin “insanlığa karşı suç” teşkil etmiş olabileceğini ortaya koymuştur. Raporda ayrıca “işkence, zorla kısırlaştırma, cinsel şiddet ve çocukların zorla ayrı tutulması” gibi son derece “inandırıcı” suiistimaller de vurgulandı.
Çin raporu bir “saçmalık” ve itibarını lekelemeye yönelik siyasi amaçlı bir girişim olarak nitelendirdi.
Aradan neredeyse iki yıl geçtikten sonra, İnsan Hakları İzleme Örgütü, Uluslararası Af Örgütü, Uluslararası İnsan Hakları Servisi ve Dünya Uygur Kongresi Perşembe günü bir açıklama yayınlayarak BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk’ü harekete geçmeye çağırdı.
Açıklamada, “Yüksek Komiser’in kendi ofisi tarafından belgelenen vahşet suçlarını takip etmek için kamuya açık raporlama yapmamaya devam etmesi, mağdurlar ve hayatta kalanlar tarafından ofisine duyulan güveni sarsma riski taşıyor” denildi.
Türk, Salı günü BM İnsan Hakları Konseyi’nin 56. oturumunda küresel güncellemelerini sunarken Doğu Türkistan’dan bahsetti. Türk güncellemesinde “ofisimin Sincan bölgesinde tespit ettiği ciddi endişeler de dahil olmak üzere bir dizi insan hakları konusunda Çin ile temas kurmaya devam ettiğini” söyledi.
Ancak hak grupları bunun yeterince ileri gitmediğini söylüyor.
Hak grupları yaptıkları açıklamada, Türk’ün “hükümetle olan angajmanı hakkında herhangi bir ayrıntı, Doğu Türkistan’daki durumla ilgili önemli bir güncelleme veya rapor tavsiyelerinin ofisi tarafından uygulanmasına ilişkin bir değerlendirme” sunmadığını söyledi.
Hak grupları, “Doğu Türkistan’daki Uygurların ve diğer Türki Müslümanların durumunu iyileştirmek için bu rapordan tam olarak yararlanmak BM yüksek komiserine bağlıdır” diye ekledi.
Hak grupları 2018’den bu yana “İnsan Hakları Konseyi ve diğer BM organlarını Çin’deki vahşet suçlarına ilişkin artan kanıtları belgelemeye ve yanıt vermeye ve bu bulguları küresel olarak yaymaya zorlamak” için birlikte çalışıyorlar.