Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

İşgalci Çin Doğu Türkistan’daki din işlerine ilişkin düzenlemeleri kabul etti: Artık her şey yasak!

Uygur Özerk Bölgesi Din

Uygur Özerk Bölgesi Din İşlerine İlişkin Yönetmelik, XUAR’daki Ulusal Halk Kongresi Daimi Komitesi tarafından 2023 yılı sonunda kabul edildi. Yasal olarak bağlayıcı olan yeni belgeye göre, hiçbir kuruluş veya birey dini faaliyetleri iş veya kültür alanında kullanamayacak. Mesela kanuna uygun olarak tescil edilmediği sürece hiç kimse kendi dini kurallarına göre düğün ve cenaze töreni düzenleyemez. Dini yapıların yeniden inşası veya inşaatı ise yerel makamların Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından onaylanmalıdır.

Kurallarda ayrıca Mekke’ye Hac’ın, yetkililerin kontrolü altında yalnızca Çin İslam Birliği tarafından düzenlenebileceği de belirtiliyor. Ayrıca 18 yaşından küçük çocukları dini toplantılara götürmeniz ve onlara genel olarak din eğitimi vermeniz de yasaktır.

Bitter Winter’da konu ile ilgili şöyle yazıyor : “Pekin böylece bu hukuk politikası ve Çinlileştirme politikası kisvesi altında camilere yönelik vandalizmi meşrulaştırmaya çalışıyor.”

“Doğu Türkistan’daki Yönetmelik Maddeleri diğer il ve bölgelerde uygulananlardan daha katıdır. Çin propagandası bile Doğu Türkistan’da dinin “normal” il ve bölgelere göre daha sıkı bir şekilde kontrol edileceğini kabul ediyor, ancak makale, her zamanki gibi bunu “aşırılık” ve “terörizmle” mücadele etme ihtiyacıyla meşrulaştırıyor.

Örneğin, yeni Yönetmelik, dini mekanların, halihazırda inşa edilmiş olsalar dahi, mimari, heykel, resim açısından “Çin özelliklerini ve tarzını” yansıtması gerektiğini ve tapınaklar, camiler ve kiliselerin yerel yönetime rapor vermesi gerektiğini zorunlu kılmaktadır.

Okumadan Geçme  Ümmetin Yetimi Uygurlar - Yücel Tanay

Dini makale ve kitapların yayınlanmasına ilişkin kurallar da sıkılaştırıldı; bunların yayınlanması ancak özerk bölgedeki halk hükümetinin din işleri dairesinin onayıyla mümkün. Aynı zamanda hiçbir kuruluş veya kişi, internet, sosyal ağlar ve hatta cep telefonu üzerinden yapılan girişler de dahil olmak üzere dijital yayınları kullanamaz.

Kanun, dini kurumların başkanlarına (imamlar, kilise başkanları, tapınaklar) yönelik çeşitli maddeler içeriyor. Din adamlarının “vatansever ve kanunlara saygılı olması, doğru yolda olması ve aşırılığa karşı direnmesi gerektiği” yazılıyor. Doğu Türkistan’daki din adamları artık yabancı kuruluşlar veya bireylerden tanınma, atama veya onursal unvanlar kabul edemeyecek.

Kuralların ihlali durumunda dini liderler, din görevlileri ve dini merkezler, yetkililer tarafından verilen faaliyet izninden mahrum bırakılır. Bu yasayı ihlal eden dini gruplar ve bireyler, para cezasından cezai kovuşturmaya kadar çeşitli cezalara tabidir.

“DOĞU TÜRKİSTAN’DA BİR ÇOK CENAZE DİNİ TÖREN OLMADAN DEFNEDİLİYOR”

Doğu Türkistan’daki Kazakların sorunlarını gündeme getiren Atayurt’un lideri Bekzat Maksutkhanuly, “Çin’in bu yasa aracılığıyla Doğu Türkistan’daki dini baskıyı meşrulaştırmayı amaçladığına” inanıyor.

— Doğu Türkistan’da neredeyse hiç dini faaliyet yok. 2016 yılından bu yana insanlar dini eğitim kurumu açma ve dini ritüelleri yerine getirme fırsatını kaybetmiş durumda. Çin’in bizzat yetiştirdiği imamların çoğu kamplarda hapsedildi. Serbest bırakılanların çoğu sağlıklarını kaybetmiş ya da dini ritüelleri yerine getirmekten korkuyor. Bir köyün imamı başka bir köye gidip orada Kur’an okuyamaz. Şimdi Doğu Türkistan’da çoğu durumda ölüler cenaze töreni yapılmadan gömülüyor çünkü imam yok ya da hakları sınırlı. Bir köyün imamının başka bir köyde cenaze töreni yaptığı için zulme uğradığına dair elimizde böyle gerçekler var. Her ne kadar Çin belirli yasalar çıkarmamış olsa da Doğu Türkistan’da dini haklar uzun süredir kısıtlanıyor. Bu yasa daha önce yapılan tüm zulümlerin yasallaşmasıdır” diyor.

Okumadan Geçme  Ruşen Abbas: Doğu Türkistan’da yaşanan soykırıma daha güçlü tepki verilmeli

Doğu Türkistan Kazakları konusunda çalışan bir diğer kuruluş olan Atayurt Eriktileri’nin lideri Erbol Dauletbekuly, “Doğu Türkistan’da daha önce dini özgürlük yoktu ve Çin, Doğu Türkistan’daki eylemlerini yeni bir yasayla meşrulaştırmaya çalışıyor” diyor.

— Çin, 2017’den bu yana Doğu Türkistan’daki soykırımı dinle, dini ise terörizmle ilişkilendiriyor. Milyonlarca insan terörle suçlandı, kamplara hapsedildi ve ideolojik nedenlerle zorunlu çalışmaya zorlandı. Şimdi Çin, Doğu Türkistan’daki suçlarını dünyaya ve uluslararası topluma kanun yoluyla suçlarını meşru göstermeye çalışıyor. Bu yasa da onlardan biri. Ayrıca yurt dışından gazeteciler ve blog yazarları da Doğu Türkistan’daki “mutlu yaşamı” göstermek üzere davet ediliyor. Ancak Doğu Türkistan’da kamplar, hapis ve zorunlu çalıştırma hâlâ mevcut. Bu yasa çıkmadan önce bile dini faaliyetler kontrol ediliyordu” diyor.

Okumadan Geçme  İşgalci Çin'in Uygur Kültürünü Yemek Üzerinden Yeniden Şekillendirme Kampanyası

Doğu Türkistan’daki din düzenlemeleri, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in Doğu Türkistan’da”İslam’ı Çinlileştirme” hedefini belirlemesinin ardından kabul edildi. Geçen yıl 26 Ağustos’ta Şi Cinping, Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’ye yaptığı ziyarette yerel yetkililere “İslam’ı Çinlileştirme politikasını sürdürme” ve “yasa dışı dini faaliyetleri kontrol etme” talimatı vermişti.

Doğu Türkistan’daki durum 2017’den beri kötüleşti. BM’ye göre 2017’den bu yana bir milyondan fazla Uygur, Kazak ve diğer Müslüman Doğu Türkistan’daki siyasi yeniden eğitim kamplarında gözaltına alındı. Uluslararası kuruluşlar Çin’in eylemlerini eleştirdi, ancak Pekin, Doğu Türkistan politikasını “aşırılığa karşı mücadele” ve siyasi kamplarını “mesleki yeniden eğitim merkezleri” olarak adlandırıyor.

Kamplardan defalarca serbest bırakılan Uygurlar ve Kazaklar, kendilerine işkence yapıldığını, tecavüze uğradığını, bilinmeyen ilaçlar verildiğini ve zorla çalıştırıldıklarını anlattı.

ABD ve Batılı ülkeler, Çin’in Doğu Türkistan’daki keyfi gözaltı, işkence, kadınların zorla kısırlaştırılması ve zorla çalıştırmanın soykırım ve insanlığa karşı suç teşkil ettiğini söyledi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü geçen yıl Çin’in Doğu Türkistan’daki baskısını sürdürdüğünü açıklamıştı. Bölgedeki camilerin üçte ikisi kapatıldı ve kiliselerin minareleri ve kubbeleri kaldırıldı. Örgüt ayrıca yetkililerin ülke genelindeki camilere kamera yerleştirdiğini de bildirdi.

Çin, BM ve Batılı uzmanların Doğu Türkistan’a girmesine izin vermiyor. Pekin, etkisi altındaki ülkelerden diplomat ve gazetecileri Doğu Türkistan’a davet ediyor ve turlar düzenliyor.