Nöbetçi Eczaneler
Marco Respinti (*)
(*) 22 Ocak 2024’te İsviçre’nin Cenevre kentindeki Palais des Nations’da düzenlenen ve diğer STK’lar tarafından desteklenen “Çin’in İnsan Haklarını İnkar Etmesi” adlı hibrit etkinlikte, Çin Halk Cumhuriyeti UPR’sinin arifesinde (23 Ocak) Evrensel Periyodik İnceleme (UPR) Çalışma Grubu Bilgilendirme toplantısının 45. oturumunda sunulan bir bildiri
Çin Halk Cumhuriyeti’nde (ÇHC) dini özgürlük ve insan hakları davasına öncülük ettiği için CAP-LC, Coordination des Associations et des Particuliers pour la Liberté de Conscience’ı selamlıyorum. ÇHC tarafından sistematik ve acımasızca işlenen ihlaller aslında Doğu Türkistan’da yaşayan Uygurlar ve diğer Türk halkları, Hui Müslümanları, Tibetliler, Güney Moğollar, Protestanlar, Katolikler, Budistler, Taoistler, Falun Gong uygulayıcıları, Yüce Tanrı’nın Kilisesi’ne inananlar ve diğerleri gibi birçok dini ve etnik grubu hedef almaktadır.
CAP sayesinde, bugün Cenevre’deki Palais des Nations’daki etkinlik, Pekin hükümetinin tüm vatandaşları için insan hakları alanında kabul edilebilir standartlara uymayı utanmaz bir şekilde reddetmesine odaklanıyor ve dikkatini Falun Gong uygulayıcılarının kaderine yoğunlaştırıyor.
Falun Gong tarafından 9 Ocak 2024’te, sadece birkaç gün önce yayınlanan, üyelerine yönelik zulme ilişkin yıllık raporunun en son baskısı, Çin baskı makinesinin derhal çalıştığını gösteriyor. 2023’te Falun Gong, kayıtlarına 1.188 Falun Gong uygulayıcısının mahkum edildiğini ve 209’unun öldürüldüğünü ekleyerek, Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) 1999’da bu dini harekete zulmetmeye başlamasından bu yana ölüm sayısını 5.000’in üzerine çıkardı.
Bu ölümcül senaryonun önemli bir parçası, gerçekten de insanlığa karşı bir suç olan ve şimdi haklı olarak söylendiği gibi soğuk bir soykırım olan korkunç zorla organ toplama suçudur. Bu, elbette, acı çeken birçok insanın ihtiyaçlarını ve umutlarını sömüren kazançlı nakil karaborsasını beslemek için insanlardan zorla organ toplanmasıdır.
Falun Gong’a karşı organ toplama dehşetinin kınanması, David Matas’ın (bugünün hibrit etkinliğinde saygın bir panelist), merhum David Kilgour’un (1941–2022), ardından Ethan Gutmann’ın ve tıp etiği savunuculuk grubunun kurucusu ve yönetici direktörü Torsten Trey’in bilimsel çabaları sayesinde 2006 yılında büyümeye ve gelişmeye başladı. Zorla Organ Toplamaya Karşı Doktorlar (DAFOH). Birkaç kuruluş çalışmalarını ciddiye aldı. DAFOH’un kendisinin ötesinde, özellikle Çin’de Organ Nakli İstismarını Sona Erdirmek için Uluslararası Koalisyon (ETAC), 2019-2020’de “Çin Mahkemesi” ve 2021’de “Zorla Organ Toplamayla Mücadele ve Önleme Evrensel Bildirgesi” gibi uluslararası girişimler.
Tüm bu çabalar, üç önemli yasal ve siyasi belgeye çok katkıda bulundu: 27 Mart 2023’te ABD Temsilciler Meclisi tarafından neredeyse oybirliğiyle kabul edilen “2023 Zorla Organ Toplamayı Durdurma Yasası”, 5 Mayıs 2022 tarihli Avrupa Parlamentosu Kararı ve yine birkaç gün önce 18 Ocak 2024 tarihli Avrupa Parlamentosu kararı, ÇHC’de Falun Gong’a karşı devam eden zulüm hakkında.
Uluslararası ağırlığa ve yüksek ahlaki standarda sahip bu eylemler çok büyük bir değere sahiptir. Yine de, ihtiyaç duyulan her şey henüz yapılmadı. ABD Temsilciler Meclisi’nde kabul edilen “2023 Zorla Organ Toplamayı Durdurma Yasası” ABD Senatosu’nda durduruldu. Buna paralel olarak, büyüklüğüne ve ciddiyetine rağmen, ÇHC’de organ toplamanın soğuk soykırımı hâlâ yeterince rapor edilmemekte ve hafife alınmaktadır. Aslında uluslararası alanda çok fazla çıkar söz konusu.
Organ toplamadan kâr elde eden Çin karaborsası, Batı’daki birkaç tıp fakültesinin ve hastanenin nesnel suç ortaklığına güveniyor, en azından birlikte çalıştıkları organların tedarikini sorgulamamaktan suçlu.
Eylül 2022 tarihli bir raporda “Çin’in tıp etiği eksikliği[…] ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu’nun (USCIRF) eski başkan yardımcısı Nina Shea ve aynı organın eski başkanı Katrina Lantos (ve bugünkü hibrit etkinlikte de saygın bir panelist), “Amerikan organ nakli sektörünü” kınadılar, “evde tıp etiğine bağlı kalırken, Çin’in organ nakli doktorlarını ve endüstrisini açıkça destekliyorlar.
Şöyle devam ettiler: “Amerikan tıp camiasındaki bazıları, görünüşe göre Çinli ortaklarını organ bağışının gerçekten gönüllü olmasını sağlamaya ikna etme umuduyla işbirliği yapıyor. Ancak reform iddialarını doğrulamaları engellendiğinde, aynı ABD kurumları Çin’in sözünü olduğu gibi kabul ediyor ve hatta ilerlemesini övüyor. Çin’in yalanlarını satın almakta yalnız değiller.” Örneğin, Kasım 2019’da “BMC Medical Ethics” dergisi şu gözlemde bulundu: “Dünya Sağlık Örgütü, Organ Nakli Derneği, İstanbul Vesayet Grubu Bildirgesi ve Papalık Bilimler Akademisi, kontamine gibi görünen verilere dayanarak reformları onayladı.
Shea ve Lantos, “Batı’nın bu konudaki kayıtsızlığından” yakınarak, organ toplamanın “gerçek olamayacak kadar kötü” olduğunu düşünme konusundaki “kanıtların, bu saf inançta ısrar etmek için çok ikna edici olduğunu” ve “uluslararası etik normlara uyumun doğrulandığı, Amerikan organ nakli sektörünün Çin’le tüm işbirliğini durdurması gerektiği” sonucuna vardığı yorumunu yaptı.
Buna dayanarak, bugün, dürüst demokratik hükümetler katil ÇHC’nin zorla organ nakli endüstrisi ile her türlü işbirliğini açıkça yasaklayana kadar, Falun Gong uygulayıcılarının ve diğer suçsuz kurbanların, tüm dünyanın ortak sorumlu olduğu masum kanlarıyla ahlaksız bir ticaretin bedelini ödeyeceklerini söyleyerek bitiriyorum.