Jamestown Vakfı’na göre, yeni hat, Tahran ve Kabil’e Çin ve Avrupa ile ticaret için doğrudan bir rota sağlayan Beş Ülke Demiryolu Koridoru (FNRC) projesinin bir parçasıdır.
Çin işgali altındaki Doğu Türkistan, Kırgızistan, Tacikistan, Afganistan ve İran’ı kapsayan 2.100 kilometrelik “Beş Eksen”, Türkiye ve Avrupa Birliği’ne potansiyel rotalarla birlikte Doğu Asya, Orta Doğu ve Avrupa arasındaki en kısa kara rotasını sunmayı amaçlıyor ve bu da onu Hazar Uluslararası Taşımacılık Rotası (TITR) da dahil olmak üzere Orta Asya üzerinden mevcut ulaşım rotalarına doğrudan rakip haline getiriyor.
Uzmanlar, Herat’tan Mezar-ı-Şerif’e uzanan demiryolu hattının Özbekistan’a İran’ın liman ve karayolu altyapısına yeni bir erişim imkanı sağlayabileceğini, ancak koridorun geliştirilmesine katılmaması halinde Çin’den Taşkent üzerinden Avrupa’ya transit geçen mal akışını azaltabileceğini düşünüyor. Bu proje, bölgesel bir ittifakın Orta Asya’da ticaret ve ulaşım haritalarını nasıl yeniden çizebileceğini ve güç dengelerini nasıl yeniden dağıtabileceğini açıkça göstermekte ve projenin Doğu ile Batı arasındaki ticari bağları güçlendirmedeki yararını yansıtmaktadır.
Aynı zamanda, Özbekistan’ın Afganistan ile bağlantı projelerine, özellikle Kabil-Pakistan koridoruna katılımı ertelenmiş ve bu da “beş ülke” eksenindeki rolünü belirsiz hale getirmiştir. Ayrıca, Taliban’ın Mayıs 2023’te Mezar-ı-Şerif’ten Herat’a kadar 1.468 kilometrelik bir demiryolu projesi duyurması ve ilk 657 kilometrelik aşamaya odaklanması, Taşkent’in bu yeni ittifaka aktif olarak katılma baskısını artırmaktadır.
Analistler, katılımcı ülkeler arasında farklı demiryolu standartlarının karmaşıklığı artırdığı konusunda uyarıyorlar; İran ve Türkiye projeleri 1.435 mm’lik Avrupa standardını kullanırken, Rusya ve Özbekistan Bağımsız Devletler Topluluğu’nun kullandığı 1.520 mm standardını kullanıyor. Bu farklılık, projenin ana hedefinin sadece Afganistan ile Pakistan’ı birbirine bağlamak değil, “beş ülke” eksenini harekete geçirmek olduğunu açıkça yansıtıyor.
Proje, Afganistan, İran ve Türkiye için bölgedeki ticaret yollarını yeniden tanımlama fırsatı sunarken, bu iddialı ittifaka katılmadığı takdirde bölgesel ulaşımda merkezi konumunu bir ölçüde kaybedebilecek olan Özbekistan için stratejik bir zorluk da teşkil ediyor.

