Türkiye, Özbekistan’daki derinleşen dinî baskılardan kaçarak yaklaşık 13 yıl önce sığınan ve iltica prosedürleri halen tamamlanmamış olan Murodullo Musinov adlı Özbek Müslümanı, işkenceleri ile ünlü İslam düşmanı Özbek rejimine iade etti. Baran Dergisi, Haksöz Haber ve diğer birçok kaynakta yer alan bilgilere göre, Musinov Kocaeli’de gözaltına alındıktan sonra İstanbul Havalimanı’na götürüldü ve sınır dışı edildi.
Musinov, evli ve dört çocuk babası. Türkiye’ye sığınmasının sebebi ise, memleketi Özbekistan’da süren ağır dinî baskılar. İddialara göre, Yalova’da yürütülmekte olan iltica süreci tamamlanmadan gözaltına alındı ve çıkarıldığı sınır dışı işlemi, hukuki süreç sona ermeden gerçekleştirilmiş oldu.
Avukatı İbrahim Ergin, kararın “tamamen dini kimliğe” dayalı olduğunu savunuyor. Ergin, benzer biçimde iade edilen Özbek sığınmacıların ülkeye döndüklerinde ciddi işkence, uzun hapis cezalarıyla karşı karşıya kaldığını; zorla kaybetme vakalarının ise yaygın olduğunu vurguluyor.
Bu durum, Türkiye’de sığınmacılara yönelik keyfi uygulamalara dair eleştirileri bir kez daha alevlendirdi. Haksöz Haber, “muhacirlere yönelik keyfî uygulamaları bir kere daha göstermiş oldu” ifadesiyle durumu değerlendiriyor.
Uluslararası Hukuk Tartışması: “Geri Göndermeme” Prensibi
Sığınmacı hakları savunucuları, bu iadenin Türkiye’nin imzaladığı uluslararası sözleşmeler açısından “non-refoulement” (geri gönderilmeme) ilkesinin açık bir ihlali olduğunu öne sürüyor. Baran Dergisi, hukuki süreci tamamlanmamış bir kişinin doğrudan sınır dışı edilmesinin hem Türkiye iç hukukuna hem de uluslararası yükümlülüklere aykırı olduğunu belirtiyor.
İçişleri ve Göç İdaresi Açıklaması
Bu iddialar üzerine Göç İdaresi Başkanlığı da bir açıklama yaptı. Başkanlık, Musinov’a ilişkin sınır dışı kararının kamu düzeni ve güvenliği gerekçesiyle alındığını belirtmiş; kararın idare mahkemesinde hakem yoluyla incelendiğini ve hukuka uygun bulunduğunu savunmuş.
Ahlaki ve Vicdani Tepki
Musinov’un sınır dışı edilmesi, birçok insan hakları aktivisti, sığınmacı derneği ve dinî topluluk tarafından “ahlaki ve vicdani” bir kriz olarak değerlendiriliyor. Avukat Ergin, bu iadenin sadece hukuki değil, aynı zamanda “insani bir zaaf” olduğunu vurguluyor.
Özbekistan’da Dini Baskı Endişesi
Özbekistan’da son yıllarda dinî ifade ve örgütlenme özgürlüğüne yönelik baskılar artış gösteriyor. Bazı raporlarda, bağımsız dinî figürlerin sosyal medya hesapları izleniyor, devlet denetiminin dışında kalan dini platformlara karşı suçlamalar yöneltiliyor. Bu bağlamda Musinov’un iadesi, yalnızca bireysel bir olay değil, daha geniş bir dini baskı politikasının parçası olarak yorumlanıyor.

