Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti (ETGE) Başkanı Ghulam Yaghma şunları vurguladı: “Çin’in Doğu Türkistan’da devam eden soykırımı, tartışmasız çağımızın en acil insani krizidir. Uluslararası toplumun sağır edici sessizliği ve eylemsizliği sadece Uygurlara değil aynı zamanda ortak insan vicdanımıza da ihanet ediyor.
2014 yılından bu yana, Çin’in Doğu Türkistan’da devam eden soykırımı ve insanlığa karşı suçları arasında, üç milyondan fazla Uygur ve diğer Türk halklarının toplama kampları, hapishaneler ve köle çalışma kamplarından oluşan bir ağda kitlesel olarak hapsedilmesi de yer alıyor. Yaghma’nın açıklamasında ayrıca Çin’deki soykırımların zorunlu çalıştırma, kısırlaştırma, kültürel silme, asimilasyon çabaları, yaklaşık bir milyon Uygur çocuğunun ailelerinden ayrılması, devlet onaylı tecavüz ve dini özgürlüklerin bastırılmasını da kapsadığına dikkat çekildi.
Amerika Birleşik Devletleri ve aralarında Kanada, Hollanda, İngiltere, Litvanya, Çek Cumhuriyeti ve Fransa’nın da bulunduğu birçok Batılı ülke, Çin’in eylemlerini resmi olarak ‘soykırım’ olarak etiketledi. Daily Asian Age’in haberine göre, 2022 tarihli bir BM raporu, bu suçların “insanlığa karşı suçlar” olarak nitelendirilmesini daha da destekledi.
ETGE Stratejik Danışmanı Mamtimin Ala, BM Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyi’nde ABD’nin başını çektiği demokratik ulusların Doğu Türkistan meselesine öncelik vermesi gerektiğini vurgulayarak, “Harekete geçilmemesi, küresel insan hakları çerçevemizdeki feci bir eksikliği ortaya çıkarır ve önemli bir ahlaki başarısızlığı temsil eder” dedi.
Doğu Türkistan ve Çin ana karasında son dönemde yaşanan olaylar, birlik, güçlü, homojen ve barışçıl Çin mitini yerle bir etti. Çin’in “Sincan” olarak adlandırdığı Doğu Türkistan’da Çin’in Uygur ve Türk Müslüman nüfusa uyguladığı sert baskının artık göz ardı edilemeyeceği ortaya çıktı.
Uygur halkı, Tibetliler ve Moğollar gibi, sözde Özerk Bölgelerinde hiçbir zaman gerçek anlamda özerkliği deneyimlemediler; zira tüm kilit karar alma yetkileri Çinli yetkililerin elinde bulunuyor. Daily Asian Age gazetesinin haberine göre, hükümetteki Uygur figürleri sadece figüran görevi görüyor ve bölge başkanı da dahil olmak üzere Çinli yetkililer gerçek yetkiye sahip.