CSC’nin açıklamasında, söz konusu düzenlemenin ülkenin “ahlaki ve kültürel temellerini güçlendirme” hedefiyle uyumlu olduğu belirtiliyor. Karara göre televizyon kanalları, kamuya açık yayınlarda toplumun hassasiyetlerine aykırı, gençlerin gelişimini olumsuz etkileyebilecek hiçbir görüntüyü ekrana getiremeyecek. Bu adım, ailelerin uzun süredir dile getirdiği kaygıları gideren bir hamle olarak değerlendiriliyor.
Sosyal medyada kararın kapsamının internet sitelerine de genişletildiği yönünde iddialar ortaya atılmış olsa da, doğrulama kuruluşlarının incelemeleri şu aşamada yalnızca yayıncılık alanındaki düzenlemelerin resmî olarak açıklandığını gösteriyor. Buna rağmen toplumun büyük bir kesimi, devletin gençleri her tür zararlı içerikten koruma yönündeki kararlılığını destekliyor ve internet ortamında da benzer adımların atılmasının beklendiğini ifade ediyor.
Uzmanlar, Afrika’da birçok ülkenin benzer hassasiyetleri paylaştığını ve çocukları çevrimiçi istismardan korumanın artık küresel bir öncelik hâline geldiğini hatırlatıyor. Burkina Faso’nun bu adımı, hem kültürel değerlerin korunması hem de dijital çağın getirdiği risklere karşı savunma mekanizmalarının güçlendirilmesi açısından önemli bir örnek teşkil ediyor. Eğitimciler ve ebeveyn birlikleri ise kararın, gençlerin dikkati daha yapıcı ve eğitsel içeriklere yönlendirilmesi için fırsat oluşturduğunu belirtiyor.
Yetkililer, düzenlemenin yalnızca bir yasaklar zinciri değil, aynı zamanda ulusun kimliğini ve genç nesillerin ahlaki gelişimini korumayı amaçlayan kapsamlı bir vizyonun parçası olduğunu ifade ediyor. Ülkede dijital okuryazarlığın artırılması, gençlere güvenli internet kullanımı öğretilmesi ve ailelerin bilinçlendirilmesi de bu vizyonun tamamlayıcı unsurları arasında yer alıyor.
Burkina Faso’nun attığı bu adım, “gençliği koruma” yaklaşımını merkeze alan bir medya politikasının güçlü ve kararlı bir örneği olarak değerlendiriliyor.

