Çin, BM’de Uygurlar ile ilgili konferansları sansürlemeye çalışıyor

İşgalci Çin’in Doğu Türkistan’da Uygur ve diğer Müslüman Türklere yönelik baskısı son zamanlarda yoğunlaştı; buna artık suiistimal ve ihlal iddialarını incelemeye çalışan uluslararası kuruluşların toplantılarının ve misyonlarının engellenmesi de dahil. En son örnek, dün New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu oturum aralarında düzenlenen bir forumdur. Çinli diplomatlar geçen hafta sonu etkinliğe karşı bir boykot düzenlemek amacıyla çeşitli […]

İşgalci Çin’in Doğu Türkistan’da Uygur ve diğer Müslüman Türklere yönelik baskısı son zamanlarda yoğunlaştı; buna artık suiistimal ve ihlal iddialarını incelemeye çalışan uluslararası kuruluşların toplantılarının ve misyonlarının engellenmesi de dahil.

En son örnek, dün New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu oturum aralarında düzenlenen bir forumdur. Çinli diplomatlar geçen hafta sonu etkinliğe karşı bir boykot düzenlemek amacıyla çeşitli BM misyonlarına mektup yazarak kendilerini katılmamaları konusunda uyardı.

Foruma çok sayıda büyükelçi ve aktivist grup katıldığında bu durum geri tepti. Diplomatlardan ve insan hakları uzmanlarından oluşan bu panel, Pekin’in Uygurlara karşı son hamlesini, yani mahkûmları normal ceza sistemine geçirerek Doğu Türkistan’daki toplama kamplarını kapatma kararını tartıştı.

ABD’nin küresel ceza adaletinden sorumlu büyükelçisi Beth Van Schaack, Çin BM misyonunun mektubunu Müslüman azınlığa karşı “uluslararası baskının küresel kampanyasının bir başka örneği” olarak nitelendirdi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Çin direktörü Sophie Richardson, Çin’in etkinliğe kimsenin katılmaması yönündeki “güçlü tavsiyesine” atıfta bulunarak mektubun bir kopyasını salladı.

“Bunu yapma zahmetine girecek herhangi bir hükümetin, her şeyden önce, BM İnsan Hakları Konseyi’nde işi yoktur, ancak aynı zamanda aslında saklayacak çok şeyi olduğunu da doğrulamaktadır” dedi.

The Economist dergisinin kıdemli editörü ve forumun moderatörü Gady Epstein, toplama kamplarının kapatılmasının Doğu Türkistan’da olup bitenleri arka plana ittiğini belirtti.

Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard, dikkatteki düşüşün sahadaki herhangi bir değişiklikten kaynaklanmadığını söyledi. Uygurların özgürce hareket edemediğini, dinlerini veya kültürlerini uygulayamadıklarını söyledi. Kampların kapatılacağına dair her türlü iddia samimiyetsizdi; aslında “giderek daha fazla keyfi gözaltının [ve] bireylerin resmi hapishanelere kaydırıldığına tanık oluyoruz.”

Mahkumiyetleri bilinen 15.000’den fazla Doğu Türkistan sakininin yüzde 95’inden fazlasına – genellikle ayrılıkçılık veya devlet güvenliğini tehlikeye atma gibi çok belirsiz suçlamalarla – beş ila 20 yıl arasında değişen cezalar, hatta bazı durumlarda ömür boyu hapis cezası verildi.

Çin’in uyguladığı baskının yakın tarihli bir örneği, Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’nin yaklaşık 650 km batısında, Gulca İlçesine bağlı İli Kazak Özerk Bölgesi’ndeki bir köy olan Chuluqai’den geliyor. “Huzur ve güvenliği” sağlamak bahanesiyle 13 bin 500 kişilik köy tamamen dikenli tellerle çevrildi.

Exit mobile version