ABD ile Çin arasındaki küresel güç mücadelesi giderek sertleşirken, Pekin yönetimi ticaret yollarını çeşitlendirme arayışında yeni bir adım attı. İran haber ajansı Wana’nın aktardığına göre, Çin’in Şian kentini İran’ın Apirin Limanı ile bağlayan yeni demiryolu hattı devreye alındı. Resmî açıklamalara göre bu proje, Çin’in ABD’nin denetimindeki deniz rotalarına bağımlılığını azaltmayı ve ticaretteki riskleri minimuma indirmeyi amaçlıyor. Ancak uzmanlara göre bu adım, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda ciddi jeopolitik sonuçlar doğurabilecek bir hamle.
Yeni kara hattı, Pekin’in “Kuşak ve Yol Girişimi” çerçevesinde uzun süredir planladığı projelerden biri. Çin, Malakka Boğazı ve Bab el-Mendeb gibi stratejik geçitlerin ABD’nin deniz gücü etkisi altında olmasından rahatsız. Ancak eleştirmenler, Pekin’in bu yeni hattı oluştururken İran gibi yaptırımlar altındaki bir ülkeyle işbirliğine gitmesinin, hem ekonomik hem de diplomatik açıdan yüksek riskli bir tercih olduğunu savunuyor.
İran ise, Batı tarafından uygulanan yaptırımlar nedeniyle dış ticarette ciddi zorluklarla karşı karşıya. Bu nedenle Çin’in ilgisini bir fırsat olarak görüyor. Ancak Tahran’ın bu tür projelerden elde edeceği kazançların sınırlı kalabileceği düşünülüyor. Pekin’in yatırım politikalarının genellikle asimetik ilişkiler üzerine kurulu olduğu, yani Çin’in çıkarlarının öncelikli tutulduğu yönünde yaygın eleştiriler mevcut.
Bazı bölgesel analistler, hattın teknik olarak stratejik bir alternatif sunsa da uzun vadede istikrarsız bölgelerden geçtiğine dikkat çekiyor. Orta Asya’daki güvenlik sorunları, İran’ın iç siyasi çalkantıları ve bölgedeki rekabet, hattın sürdürülebilirliğini belirsiz hale getiriyor. Ayrıca, Çin’in bölgede artan varlığı, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda politik nüfuz mücadelesi olarak da algılanıyor.
Sonuç olarak, Şian–Apirin demiryolu projesi Çin için bir “stratejik başarı” gibi görünse de, birçok uzman bunun aynı zamanda yeni bir jeopolitik bağımlılık ağı oluşturduğuna dikkat çekiyor. Proje, Pekin’in küresel ticaretteki etkisini artırma çabasının bir sembolü olsa da, İran gibi kırılgan bir ortakla ilerlemek Çin açısından gelecekte ağır maliyetler doğurabilir.

