Üç gün süren etkinliğe, dünyanın dört bir yanından çok sayıda diplomat, gazeteci, önemli STK temsilcisi ve ileri gelenlerin katıldığı etkinliğe Dünya Uygur Kongresi Başkanı Dolkun İsa da katıldı.
MSC’nin sona ermesinin ardından Isa, ‘X’teki sosyal medya gönderisinde şunları söyledi: “@MunSecConf sona erdi. Dünya diplomatlarının, STK’ların, politikacıların ve diğerlerinin katıldığı farklı tartışmalara katılma fırsatım oldu. Güvenlik ve küresel düzen konusunda önemli tartışmalar yaşandı. Ayrıca Margins’te kendi Meşrep’imizi de ağırladık”.
Benzer şekilde, MSC aynı zamanda farklı kültürleri tartışmak için bir forum görevi gördü ve Dünya Uygur Kongresi konuyu sosyal medya platformu ‘X’e taşıdı: “Dün, @MunSecConf sınırlarında, WUC @NEDemocracy ile birlikte bir Meşrep etkinliğine ev sahipliği yaptı ve kültürümüzün korunması ihtiyacını ve hareketler arası dayanışmanın önemini vurguladı. Gelen ve katılan STK’lara, gazetecilere, politikacılara ve diğer müttefiklere teşekkür ederim. Müzisyenlere, sanatçılara ve dans grubuna özel bir teşekkür.”
Dolkun İsa, Katarlı bir diplomata Çin’in çifte standartları ve dünyadaki küresel çatışmalara ilişkin tutumu konusunda çok önemli bir soru sordu.
“Çin bir tarafta milyonlarca Uygur’u hapsediyor, diğer tarafta ise Filistinlileri ve diğer Müslümanları destekliyor gibi görünüyor. Tutumları ne kadar dürüst?” diye sordu.
Daha sonra ANI’ye verdiği demeçte İsa, “Bu yıl Münih Güvenlik Konferansı’nda Navalny’nin (Rus Muhalefet lideri) ölümü ışığında, özellikle küresel güvenliğimizi baltalayan otoriter eğilimler konusunda önemli tartışmalar yaşandı.”
“Çin de gündemdeydi. Ancak MSC, otoriter eğilimlerin doğrudan sonucu olan Uygur soykırımı gibi ağır insan hakları ihlallerini anlamlı bir şekilde ele almakta başarısız oldu. Bunun yerine Wang Yi, Uygur soykırımını inkar ediyordu ve tüm salon, Çin’in son on yılda gösterdiği ekonomik gelişme nedeniyle onu alkışlıyordu. Çin’in uluslararası düzene yönelik tehdidi ele alınmadı. Bu başarısız bir fırsattır” diye ekledi.
Dolkun İsa ayrıca Litvanya dışişleri bakanı Gabrielius Landsbergis, Hırvatistan eski cumhurbaşkanı Kolinda Grabar-Kitaroviç ve Polonya dışişleri bakanı Radosław Sikorski ile de görüştü.
Doğu Türkistan’daki insan hakları durumunu tartıştılar. Liderlere demokrasi, insan hakları ve güvenliğe verdikleri destekten dolayı teşekkür etti.