Geçici Mali hükümeti, hükümet sözcüsü General Abdoulaye Maiga tarafından imzalanan bir belgede, ülkelerine resmi bildirimde bulunulduktan sonra ülkede kalanların “istenmeyen kişi” olarak kabul edileceğini ve zorla sınır dışı edileceğini açıkladı.
Sosyal medya platformlarına göre, bu karar Batı ile gerginliğin tırmanması ve Rusya ile yakınlaşmanın artmasıyla birlikte “egemenliği” korumayı ve “yabancı müdahaleyi” reddetmeyi amaçlıyor.
Bu karar, ABD büyükelçiliğinin vatandaşlarına ülkeyi derhal terk etmeleri yönündeki uyarılarını yinelemesinin ardından geldi. Yerel kaynaklar, Bamako havaalanında ciddi bir yoğunluk olduğunu ve ticari uçuşların yakında askıya alınabileceğini bildiriyor.
Buna karşılık Fransa, Rusya’ya güvenmenin rejimi korumada başarısız olduğunu iddia etti ve Afrika Birliği, Mali’yi kurtarmak için uluslararası topluma müdahale çağrısında bulundu.
Hükümetin yabancılara karşı aldığı mali karar, Mali’nin egemenliğine ve bölgesel istikrara yönelik doğrudan bir tehdide yanıt olarak yorumlanıyor. Hükümetin görüşüne göre, yakıt ablukası silahlı gruplar tarafından başlatılan bir lojistik savaşsa, büyükelçiliklerin ve uluslararası ortakların çokuluslu şirketlerin lojistik operasyonlarını durdurmasını önlemek için müdahale etmemesi uygun değildir.
Ekim 2025’ten bu yana, El Kaide bağlantılı gruplar, Sikasso, Bouaké ve Bamako’yu birbirine bağlayan tankerleri, sürücüleri ve stratejik yolları hedef alarak yakıt konvoylarına yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı. Yakıt savaşının amacı, rejimi zayıflatmak ve ekonomik panik ortamı oluşturmak.
Eylül 2025’te İslam ve Müslümanları Destekleme Grubu (GSIM), hükümetin grubun kontrolündeki kırsal alanlarda yakıt satışını yasaklamasına misilleme olarak Bamako’ya yakıt tedarikini durdurarak ekonomik bir abluka başlattı. Bu, yakıt fiyatlarının %500 artmasına, okulların kapanmasına ve uçuşların iptal edilmesine neden olarak şehri felç etti ve halk arasında yaygın bir öfkeye yol açtı.

