Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Doğu Türkistan’da turizm verileri: Soykırımı gizleyen “hayali sahne”

BBC’de yer alan haberde işgalci Çin’in Doğu Türkistan’da turizm verileri ile gizlediği soykırımı gündeme taşıdı. İşgalci Çin’in açıkladığı turizm rakamları soykırımı gizleyen hayali bir sahne oluşturuyor.

BBC'de yer alan haberde işgalci Çin’in Doğu Türkistan’da turizm verileri

İşgalci Çin yetkililerine göre, 2024 yılında Doğu Türkistan yaklaşık 300 milyon ziyaretçiyi ağırladı; bu sayı, 2018’deki sayının iki katından fazla. Doğu Türkistan’dan elde edilen turizm geliri bu dönemde yaklaşık %40 artarak 360 milyar yuana (51 milyar dolar; 39 milyar sterlin) ulaştı. Bu yılın ilk yarısında bölgeyi yaklaşık 130 milyon turist ziyaret ederek yaklaşık 143 milyar yuan gelir elde etti.

Yabancı turizm giderek büyürken, büyük çoğunluğu yerli ziyaretçiler oluşturuyor.

Pekin’in artık iddialı bir hedefi var: 2030 yılına kadar yılda 400 milyondan fazla ziyaretçi ve 1 trilyon yuan turizm geliri.

Ancak bölgedeki Uygurlar başta olmak üzere Müslüman Türk halkları açısından yürütülen uygulamalar, bu turizm patlamasının yüzeyinde kalan karanlık bir tabloyu işaret ediyor. BBC’nin haberi de bu paradoksu gün ışığına çıkarıyor.

Resmi “turizm başarısı” anlatısı

Çin hükümeti, bölgeyi “ülkenin batısında yükselen turizm merkezi” olarak konumlandırıyor. Haberde yer verilen bilgilere göre, ziyaret sayısı resmi olarak 300 milyon civarına ulaştı. Bu rakam devlet medyasında ve yerel tanıtım kampanyalarında büyük bir başarı hikâyesi olarak sunuluyor.

Okumadan Geçme  Yeni rapor: Çin kendi siyasi modelini diğer ülkelere ihraç mı ediyor?

Bununla birlikte, turizm altyapısına yapılan yatırımlar, otel zincirlerinin bölgeye girişleri, yerel yönetimin “küresel kalite turizmi” hedefleriyle paralel ilerliyor.

Ancak gölgede kalan bir soykırım

Bununla birlikte, bölgedeki Müslüman Uygur Türkleri ve diğer Müslüman Türk halklarına yönelik uygulamalar — keyfi tutuklamalar, kamplar, kültürel ve dini baskılar — yılardır uluslararası insan hakları kuruluşlarının odak noktası oldu.
Turizm rakamlarının bu kadar yükselmesi, bir yandan resmi anlatının gücünü ortaya koyarken, öte yandan “bu kadar ziyaretçi” arasında hak ihlalleri iddialarının nasıl görünmediği sorusunu gündeme getiriyor. Yerel halk ve insan hakları savunucuları, turizm patlamasının “kalabalığın arasında görünmez olanları” kamufle ettiğini savunuyor.

‘Gösteri Turizmi’ ve kontrol mekanizmaları

BBC’de yer alan haber, bölgeye gelen turistlerin belli güzergâhlara yönlendirildiğini, ziyaret edilen alanların sıkı kontrol altında olduğunu, fotoğraf ve gözlem açısından kısıtlamaların bulunduğunu da hatırlatıyor. Bu durum, turizmin “yüzeydeki görsel imajı” ile yerel halkın gerçek gündeliği arasında bir kopukluğa işaret ediyor.
Yerel halkın gündelik hayatı; kamera arkasında hayatlarını sürdürürken, turistik post-kartlara konu olan mekânda yalnızca belli imajlar sergileniyor.

Okumadan Geçme  Doğu Türkistan’daki Uygurlar: Dünyada en ağır şekilde hapsedilen halk

İnsan hakları bağlamında çelişkiler

Turizm verileriyle birlikte değerlendirildiğinde, aşağıdaki çelişkiler öne çıkıyor:

  • Resmî rakamlar bölgeye büyük ilgi olduğunu göstermesine karşın, aynı zamanda bölgedeki izleme sistemleri, mobil takip, özel izinler ve gözetim uygulamaları sıkça gündeme geliyor.
  • Bölgenin yerli halklarının dilinde eğitim, dini ibadet özgürlüğü, kültürel kimlik yaşatma hakları gibi temel insan hakları alanında birçok ihlal bulunmakta.
  • Turizm yatırımları artarken, bu yatırımların bölge halkının kimliği ve özgürlüğü açısından “fırsat mı” yoksa “örtme düzeneği” mi olduğu tartışılıyor. İnsan hakları savunucuları, yüksek turizm rakamlarının bölgedeki ihlallerin üzerini örtme stratejisinin bir parçası olabileceğini belirtiyor.

Bölgedeki halkın sesi

Uygulamada, Uygur ve diğer Müslüman Türk halklarından gelen şahitlikler, “çok sayıda kişi toplama kamplarına konuldu ”, “özgür hareket alanımız baskılandı”, “dini ibadet ve kültürel uygulamalarımız kısıtlandı” gibi ifadeleri içeriyor. Bu sesler resmi verilerle doğrudan karşılaştırıldığında, “büyük rakamların arkasında insan hikâyelerinin görünmezliği” dikkat çekiyor.
Hak izleme örgütleri, bölgeye gelen turistlerin çoğunun “görülene” odaklandığını ancak “görülmeyenlere” odaklanmadığını ifade ediyor.

Okumadan Geçme  Ümmetin terk edilmiş parçası: Uygurlar

Uluslararası yankılar ve gelecek perspektifi

Bu çerçevede, uluslararası toplumun bölgedeki insan hakları durumuna dair daha derin bir inceleme çağrısı artıyor. Turizm verileri üzerinden yürütülen tanıtım kampanyaları, bölgeye yeniden imaj kazandırma çabası olarak görülse de; insan hakları mekanizmalarının devreye girmesi, hak ihlallerinin izlenmesi ve mağdurların korunması açısından kritik.
Aynı zamanda, bölge halkının katılımı olmayan, yalnızca dışa dönük “turizmi çoğaltma” odaklı politikaların uzun vadede sürdürülebilirliği konusunda soru işaretleri bulunuyor.

Doğu Türkistan’da 300 milyonluk turizm verisi, bölgeye dair resmi hikayeyi destekliyor. Ancak bu rakamın ardında “görünmez” kalan bir halkın yaşadığı soykırımın sessizliği yatıyor. Gösterişli rakamlarla çevrili bu panoramada, insan haklarının korunması ve gerçek durumun şeffaf şekilde ortaya konması, bölgenin yalnızca turistik bir destinasyon değil aynı zamanda insan haklarının sınandığı bir saha olduğunun izlerini veriyor.