Çin işgali altında Doğu Türkistan’da yaşayan Müslüman Türklere yönelik soykırım bütün dünyanın bildiği ama görmezden geldiği bir konu. Bir dizi soruşturma raporu , Çin çalışma kamplarında alıkonulan Uygur halkının kitlesel olarak gözetlendiğini, zulme uğradığını ve ayrıca zorla çalıştırıldığını gösterdi.
Raporlar, 2021’de AB ile Çin arasında diplomatik bir sürtüşmeye yol açtı. AB, Doğu Türkistan’daki durumla bağlantılı dört Çinli yetkiliye yaptırım uyguladıktan sonra Çin, bazı Avrupalı milletvekillerine ve akademisyenlere yaptırım uyguladı.
Kısmen buna bir tepki olarak Avrupa Komisyonu, 2022 sonbaharında zorla çalıştırma yoluyla üretilen ürünlerin AB’nin tek pazarından yasaklanması için bir teklif sundu. Yasak şu anda Avrupa Parlamentosu’nda ve üye devletler arasında tartışılıyor.
Ancak öfke, AB ile Çin’in işgal altında tuttuğu Doğu Türkistan arasında daha az ekonomik alışverişe yol açmış gibi görünmüyor. Çin gümrük istatistiklerine göre, AB’nin Doğu Türkistan’dan yaptığı ithalat son yıllarda güçlü bir artış göstererek 2022’de 1,1 milyar doları aştı.

Bu rakam, 2021’de 472 milyar avro olan Çin’den yapılan toplam AB ithalatının çok küçük bir kısmı. Ancak, AB’nin Çin’in geri kalanından ithal ettiği bazı ürünlerin tedarik zincirlerinin Doğu Türkistan’da olması muhtemeldir.
Tek tek Avrupa ülkelerine yönelik aylık Doğu Türkistan ihracat verilerine bakıldığında da bir büyüme eğilimi görülüyor, ancak rakamlar oldukça rastgele bir şekilde yukarı ve aşağı atlıyor gibi görünüyor, bu da ihracat rakamlarının nispeten az sayıdaki büyük sevkiyatlardan büyük ölçüde etkilendiğini gösteriyor.

Almanya, istatistiklerde AB ülkeleri arasında öne çıkıyor. Doğu Türkistan’dan yaptığı ithalata daha yakından bakıldığında, rakamların esas olarak elektrikli araçlarda kullanıldığı için yeşil geçişte önemli bir rol oynaması beklenen Lityum pillere olan açlığından kaynaklandığını gösteriyor.
Örneğin, Ekim 2022’de Almanya, Çin gümrük istatistiklerine göre 44 milyon € karşılığında 1.750 ton Lityum-iyon elektrikli akümülatör ithal etti. Aydan aya büyük sapmalar, sayıların Almanya’da çok az sayıda hatta tek bir alıcı tarafından yönlendirildiğini gösteriyor.

Toplam rakamlar hala nispeten küçük olsa da, veriler AB’nin politika hedeflerinin altında yatan gerilimlere işaret ediyor.
Bir yandan AB, endüstrilerinin değer zincirlerinin sürdürülebilir olmasını ve insan haklarını ihlal etmemesini sağlamak istiyor. Şu anda AB kurumlarında görüşülen durum tespiti yasasının yapması gereken de budur.
Öte yandan, AB’nin, Avrupa endüstrisinin kademeli olarak daha çevreci bir modele geçmesini sağlayacak malzeme ve ürünlere el atması gerekiyor. Bu nedenle Komisyon, Mart ayında bir “Kritik Hammadde Yasası” sunacak.
Kaynak: euractiv