Lahey’deki UAD’nin başkanı Nawaf Salam, işgalci israil’in Filistin topraklarını işgaline ilişkin bağlayıcı olmayan tavsiye kararını Cuma günü okudu.
Salam, işgalci israil’in Dördüncü Cenevre Sözleşmesi’nin 49. Maddesinin altıncı paragrafını ihlal ettiğini, bu maddeye göre işgalci gücün sivil nüfusunun bir kısmını işgal ettiği topraklara sürmemesi ya da nakletmemesi gerektiğini söyledi.
“Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki İsrail yerleşimleri ve bunlarla bağlantılı rejim, uluslararası hukuku ihlal ederek kurulmuş ve sürdürülmektedir” diyen Salam, 15 yargıçtan oluşan heyetin bulgularını okudu.
Salam, işgalci israil’in Filistin topraklarındaki politika ve uygulamalarının bu toprakların büyük bölümünün ilhakı anlamına geldiğini ve mahkemenin israil’in işgal altındaki topraklarda Filistinlilere karşı sistematik olarak ayrımcılık yaptığını tespit ettiğini de sözlerine ekledi.
Dava, BM Genel Kurulu’nun 2022 tarihli bir talebinden kaynaklanıyor.
Dünya Mahkemesi olarak da bilinen UAD, devletler arasındaki anlaşmazlıkları ele alan en yüksek BM organıdır.
İşgalci israil, Filistinlilerin devlet kurmak istedikleri tarihi Filistin toprakları olan Batı Şeria, Gazze Şeridi ve Doğu Kudüs’ü 1967’deki savaşta ele geçirdi ve o zamandan beri Batı Şeria’da yerleşim yerleri inşa etti ve bunları sürekli olarak genişletti.
Birleşmiş Milletler ve uluslararası toplumun büyük çoğunluğu Filistin topraklarının israil işgali altında olduğunu düşünmektedir.
Filistin Dışişleri Bakanı Riyad Maliki Lahey’de gazetecilere yaptığı açıklamada kararın “Filistin için, adalet için ve uluslararası hukuk için bir dönüm noktası” olduğunu söyledi.
“UAD bu tarihi kararla yasal ve ahlaki görevlerini yerine getirmiştir; şimdi tüm devletler açık yükümlülüklerini yerine getirmelidir: yardım yok, destek yok, suç ortaklığı yok, para yok, silah yok, ticaret yok, hiçbir şey yok, israil’in yasadışı işgalini destekleyecek hiçbir eylem yok” dedi.
Filistin’in BM Büyükelçisi Riyad Mansour, kararın işgalin sona erdirilmesi ve Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkı, devlet olma ve geri dönüş hakkı da dahil olmak üzere devredilemez haklarının elde edilmesi yönünde “önemli bir adım” olduğunu söyledi.
Ekibinin 140 sayfalık kararın tamamını inceleyeceğini ve “her cümlesini inceleyeceğini” söyledi.
“Birleşmiş Milletler’deki ve dünyanın her köşesindeki dostlarımızdan oluşan bir orduya danışacağız” dedi ve BM Genel Kurulu’nda “başyapıt niteliğinde bir karar üreteceğiz” diye ekledi.
İşgalci israil Dışişleri Bakanlığı bu görüşü “temelden yanlış” ve tek taraflı olarak nitelendirerek reddetti.
İşgalci israil Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun ofisinden yapılan açıklamada karar, gerçeği çarpıtan bir “yalan kararı” olarak nitelendirildi ve “Yahudi halkının kendi topraklarında işgalci olmadığı” iddia edildi.
Güney Afrika tarafından açılan ayrı bir davada UAD, işgalci israil’in Gazze’ye karşı yürüttüğü savaşta soykırım yaptığı iddialarını değerlendiriyor.
Bu davada halihazırda bir ön karar verilmiş olup, mahkeme işgalci israil’e soykırıma teşviki önleme ve cezalandırma ve insani yardımları arttırma talimatı vermiştir.
UAD ayrıca Gazze’nin en güneyindeki Refah’a sığınan yüz binlerce Filistinli için “büyük risk” oluşturduğu gerekçesiyle işgalci israil’in Refah’a yönelik saldırılarını durdurmasını istemişti. Ancak işgalci israil, BM mahkemesini hiçe sayarak Refah da dahil olmak üzere Gazze’ye yönelik saldırılarına devam etti.