Çin hükümetinin Uygurlara yönelik kitlesel kültürel soykırımı adım adım hızlandırdığı bir dönemde, Uygur Özerk Bölgesi Parti Komitesi Sekreteri Ma Şingrui, edebiyat ve sanat alanındakileri sözde Çin ulusunun büyük canlanışının simgesi.” “Sincan bölümünün yazılmasına” katkıda bulunmaya çağırdı. Çin yönetimindeki “Xinhua” ağının 30 Ocak’taki raporuna göre, Ma Şingrui, Ocak ayında Uygur Özerk Bölgesi Siyasi Konseyi 13. Komitesi’nin edebiyat-sanat ve medya-yayıncılık ortak grubunun tartışmasına katıldı.
Nitekim Çinli yetkililerin son dönemde Uygur edebiyatı ve sanat sektörüne yönelik yoğun siyasi çağrıları, şüphesiz yurt dışındaki Uygur kültürü ve edebiyatı alanındaki uzmanların da dikkatini çekmektedir. Londra’da yaşayan Uygur aydını ve şairi Aziz İsa Elkun RFA’ya konu ile ilgili konuştu. Çin hükümetinin son yıllarda Uygur bölgesinin edebiyat ve sanatında sözde “Çin Milleti Bilinci” kampanyasını giderek genişlettiğini vurguladı. Aziz İsa Elkun ayrıca Ma Şingrui’nin çağrısının, Çin hükümetinin Uygur bölgesinde kültürel katliama devam edeceğinin, Uygur edebiyatını ve sanatını yok edeceğinin ve Çinleşmeyi yoğunlaştıracağının bir işareti olduğunu söyledi.
Çin’in “Xinhua” haber ağı ayrıca Ma Şingrui’nin, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in “Sincan‘ı “kültür yoluyla Sincan‘ı beslemekten” yönetme stratejisinin kararlı bir şekilde uygulanmasında, uzun vadeli istikrarla ilgili temel, temel ve uzun vadeli bir yön olduğundan bahsetti. .
Çin’de 2016 yılının ikinci yarısında başlayan büyük kaçırma olayı sırasında, Uygur halkının manevi dünyasına yön veren edebiyat ve sanat alanındaki entelektüel isimlerin büyük çoğunluğunun kaçırılarak hapishaneler ve toplama kamplarına hapsedildiği biliniyor. Bu durum sadece Uygur edebiyatı ve sanatı alanında değil, tüm Uygur milletinin manevi dünyasında da doldurulamayacak bir boşluk oluşturdu.
Dünya Uygur Yazarlar Birliği Başkan Yardımcısı Uygur aydını Şair Rahile Kamal, bu konuyla ilgili görüşlerini dile getirdi. Uygur edebiyatı, sanatı, medyası ve yayıncılık sektörlerindeki mevcut insanlık dışılaştırma dalgasının ve çeşitli kızıl propagandanın, genç nesil Uygurların ulusal kimliğini zayıflatmayı, ideolojik olarak beyinlerini yıkamayı ve onları Çin ideolojisiyle programlamayı amaçladığını söyledi.
Uygur bölgesinin en büyük yayınevi olan Sincan Halk Ana Yayınevi, 2017 yılından bu yana Uygur kültürü ve edebiyatına ilişkin tek bir kitap yayınlamadı. Çin tarafından yakın zamanda açıklanan bilgiye göre, Çin hükümeti, yerel etnik kökene ait edebiyat ve sanatın bir bütün olduğunu göstermek amacıyla Moğolların “Janggar” öyküsünü ve Nadam Festivalini, Kırgızların “Manas” öyküsünü, Kazak “Agyun”u ve diğer küçük milliyetleri sergiledi. Uygur bölgesinde gruplar normal bir şekilde gelişiyor ancak Uygur bölgesinin asıl yerli nüfusu olan Uygurlar herhangi bir kültürel mirastan veya edebi eserden bahsetmedi. Şair Rahile Kamal, 2017 yılından bu yana ciddi trajedilerle karşı karşıya kalan Uygur kültürü, edebiyatı ve sanatı ile basın ve yayıncılığına değinerek bu konudaki kaygılarını dile getirdi. Şu anda Çin hükümeti tarafından yayınlanmasına izin verilen çok az sayıda İngilizce edebiyat dergisinin tamamen Çin’in kızıl siyasi propagandasıyla dolu olduğuna ve gerçek edebiyatın lezzetinin tamamen kaybolduğuna dikkat çekti
Ma Şingrui, Politbüro Konferansı Edebiyat ve Sanatçı Grubunda yaptığı konuşmada, “Çin modernleşmesinin Sincan pratiğini inşa etmede” “sert pratik gücü” destekleme ve “yumuşak pratik gücü” yaygınlaştırma ihtiyacını vurguladı. Aynı zamanda edebiyat ve sanat alanında yurt dışı tanıtım çalışmalarının güçlendirilmesini, yeni dönemde çeşitli yol ve biçimlerle “Sincan’ın hikayesinin iyi anlatılmasını” istedi.
Aziz İsa Elkun, Çin hükümetinin Uygur yazarları da dahil olmak üzere Uygur edebiyatı ve sanatına yönelik benzeri görülmemiş baskılarının 2000’li yılların başından bu yana yoğunlaştığını belirterek, Uygur edebiyatı ve medya yayıncılığının gelecekteki beklentilerine ilişkin endişelerini de dile getirdi.
Rahile Kamal, Çin hükümetinin Uygurlara karşı uyguladığı kitlesel kültürel soykırımın bir sonucu olarak Uygur edebiyatı ve sanatının şu anda karanlıkta kalmasına rağmen, binlerce yıldır canlılığını kaybetmeyen Uygur edebiyatı ve sanatının bir gün yeniden canlanacak; Uygur ulusal ruhunun ve ulusal düşüncenin kıvılcımı ölmeyecek ve Uygur sanatsal yaratıcılığının meyvelerinin yakında filizleneceği inancını vurguladı.