7 ve 8 Aralık tarihlerinde, Yıllık Doha Forumu’nun 22. Uluslararası Konferansı Katar’ın başkenti Doha’da düzenlendi. Dünya Uygur Kongresi İcra Başkanı ve Uygur Hareketi Direktörü Ruşen Abbas ve Uygur Araştırmaları Merkezi Direktörü Abdulhakim İdris, Çin’in Uygurlara karşı devam eden soykırımını gündeme taşıdılar.
Doha Forumu’nun davetlisi olarak toplantıya katılan Ruşen Abbas, toplantıya çok sayıda dışişleri bakanı, milletvekili, uluslararası sivil toplum örgütü başkanı, uzman ve sanatçının katıldığını söyledi.

Ruşen Abbas, “Bu Doha forumunun amacı demokrasiyi, diplomasiyi ve istikrarı teşvik etmektir” dedi. “Konferansın teması inovasyondur. Toplantıya misafir olarak davet edildik. Ancak görüşme sırasında tüm ülkelerden diplomatlar ve uzmanlarla, ABD, Avrupa ülkeleri, Doğu Asya ve Orta Doğu ülkelerinden düşünce kuruluşlarının başkanları, birçok ülkeden milletvekilleri, ABD Dışişleri Bakanlığı ve Beyaz Saray personeli ile görüşme fırsatım oldu.”
Ruşen Abbas Uygurların durumunu anlattıklarını söyledi: “Tanıştığımız anda insanlara Uygur olduğumuzu anlattık ve Uygurların başına gelen durumları duyurduk. Uygurlar hakkında yazılanlar ve söylenenler doğru mu? diye soranlar da oldu. Şimdi Uygur Çin bölgesinin kapısını açtılar ve Uygurlar mutlu mu yaşıyor? Bu doğru mu? diye sordular. Bütün bunların Çin devletinin yalan propagandası olduğunu, Uygur soykırımını örtbas etmeye çalıştıklarını, bunların hepsinin yalan olduğunu, Uygur halkının hâlâ terör içinde yaşadığını kendilerine anlattık.”
Ruşen Abbas, Doha Forumu sırasında, başta Birleşik Krallık’tan milletvekilleri olmak üzere birçok üniversitenin program yetkilileriyle görüştüğünü ve Uygur soykırımını, zorla çalıştırmayı ve suçları ortadan kaldırmak için 2025’te neler yapılması gerektiği konusunda anlaştığını söyledi.
Abdülhakim İdris, toplantı sırasında çoğu entelektüel grubun liderleriyle görüştüğünü ve bundan sonra ne yapılması gerektiğini tartıştığını söyledi.
Abdulhakim İdris, toplantıda öne çıkan konular hakkında şunları söyledi: “Görüşmelerimde en çok göze çarpan şey, Uygur kültürel mirasının kentleşme nedeniyle nasıl ciddi şekilde zarar gördüğüydü” dedi. “Örneğin, Uygurların şu anda karşı karşıya olduğu soykırımın, Uygurların elektrikli araçlar için pil üretiminde zorla çalıştırılması gibi açık örnekler verdim. Ayrıca, ulusal kültürümüzü, dilimizi ve dinimizi nasıl koruyabiliriz? Politikacılar bu sorunları ele almak için ne yapmalı? Kamu kuruluşları ne yapmalı? Bireyler ne yapmalı? Onlarla bu tür hassas konularda konuştum” dedi.