Avrupa Uygur Enstitüsü Dilnur Reyhan’a göre, Paris’te yaşayan bir Uygur aktivist, geçen hafta kimliği belirsiz bir grup adamın kapısına gelerek kendilerini içeri almasını istemesi üzerine güvenli bir yere nakledildi.
Enstitü Başkanı Dilnur Reyhan, 8 Mayıs sabahı, 18 ayını Doğu Türkistan’daki toplama kampında geçiren Kazakistanlı Uygur iş kadını Gülbahar Celilova’nın Paris’teki evinin önünde duran siyah renkli camları olan bir minibüsten kimliği belirsiz sekiz kişinin çıktığını söyledi.

Reyhan, olay sırasında Celilova’nın dairesinden uzakta olduğunu, ancak komşularının kimliği belirsiz kişilerin defalarca dairesinin zilini çaldığını söylediğini belirtti. Ayrıca cep telefonunu da birkaç kez aramışlar.
Grup binanın önünde toplanırken Reyhan X’te bir fotoğraf paylaşarak Celilova’nın onların varlığı karşısında “dehşete düştüğünü” söyledi.
Reyhan, “Gülbahar evine giden sapağa geldiğinde Çinli adamları görmüş ve fotoğraflarını çekmiş. Korkmuş ve beni aradı,” dedi.
“Kapının zilini çalma kararları onu korkutmak, bir mesaj vermek ya da belki de özel bir amaçları olması için verilmiş olabilir” diyen Reyhan, arabanın “adam kaçırmak için kullanılan araçlara” benzediğini de sözlerine ekledi.
Reyhan polisi aradığını, polisin olay yerine geldiğini ve grubun kendilerine binada olduğunu duydukları bir Japon kaya bahçesini görmeye geldiklerini söylediğini belirtti.
Reyhan, daha sonra “güvenilir kaynakların” sekiz kişinin de Çin vatandaşı olduğunu ve grubunun grup aleyhine bir mahkeme şikayeti hazırlanmasına yardımcı olduğunu bildirdiğini söyledi.
Reyhan, bu tür yıldırma eylemlerinin giderek yaygınlaştığını ve kendisinin de son aylarda düzenli olarak bir araba tarafından takip edildiğini söyledi.
“Yarın bu ben olabilirim”
İki yıl boyunca Çin’in “yeniden eğitim” kamplarında tutulan ve şu anda Fransa’da yaşayan Uygur Gülbahar Haitiwaji, Celilova’nın evinde yaşanan olayın pek çok kişiyi tedirgin ettiğini söyledi.
“Çin çok acımasız olduğu için aklımın bir köşesinde hep bir gün bana zarar vereceklerini düşünüyorum” dedi. “Örneğin dün Gülbahar’dı, yarın ben olabilirim.”
Olay, Çin diktatörü Şi Cinping’in üç ülkeyi kapsayan Avrupa ziyaretinin ilk durağı olan Fransa’ya yaptığı iki günlük devlet ziyaretini tamamlamasından bir gün sonra meydana geldi. Şi Cinping’in gelişi, aralarında Celilova’nın da bulunduğu Tibetli, Uygur ve Çinli aktivistlerin protesto gösterileriyle karşılandı.
Geçmişte bu tür gösteriler Pekin yanlısı karşı protestolarla, bazen de şiddetle karşılanmış olsa da Paris’te buna dair pek bir işaret yoktu.
Ancak Fransa Cumhurbaşkanı’nın konutuna yakın Madeleine Meydanı’nda 5 Mayıs’ta düzenlenen bir protestoda Uygur aktivistler Fransızca konuşan küçük bir karşı protestocu grup tarafından karşılandı.
Facebook’ta yayınlanan bir videoda, hepsi maske takan ve hiçbiri Çin kökenli görünmeyen yaklaşık sekiz genç adam, Dünya Uygur Kongresi Başkanı Dolkun İsa’nın mektup büyüklüğünde ve yüzünde bir işaret bulunan fotoğraflarını tutarken görülüyor.
Des tensions éclatent alors qu'un petit groupe d'hommes brandissent des portraits barrés de Dolkun Isa,
— AnthoZ (@AnthoDepe) May 5, 2024
militant des droits de l'homme de des ouïghours et président du Congrès mondial des Ouïghours. #ouïghours #Xi #XiJimping #DolkunIsa #Dolkun pic.twitter.com/DHX2Y5LUD9
Protestocu kalabalık onlara yaklaşırken Fransızca “yalancı” ve “bizi kandırıyorlar” diye bağırıyorlar ve polisin bilinmeyen nedenlerle peşlerine düşmesi üzerine kaçıyorlar.