İşgalci Çin, emekli bir doktor olan Gülşen Abbas’ı 2018 yılında, kardeşi Ruşen Abbas’ın savunuculuk faaliyetleri nedeniyle Urumçi’de keyfi olarak gözaltına aldı. Dr. Abbas, Uygur Türklerinin insanlık dışı koşullara, işkenceye, cinsel istismara ve zorla çalışmaya maruz bırakıldığı çok sayıda Çin toplama kampından birine götürüldü.
Uluslararası Dini Özgürlük veya İnanç İttifakı başkanı Fiona Bruce, Dr. Gülşen Abbas’ın keyfi ve hukuksuz olarak ÇKP rejimi tarafından tutuklanması ile ilgili bir açıklama yaptı.
Açıklamada Çin rejimine Dr. Gülşen Abbas’ı derhal serbest bırakmaları çağrısında bulundu.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
“Uluslararası Din Özgürlüğü veya İnanç İttifakı Başkanı olarak, şu anda Çin’in Sincan bölgesinde tutuklu bulunan Dr. Gülşen Abbas’ın derhal serbest bırakılması çağrısında bulunuyorum.
Eylül 2018’den bu yana tutuklu bulunan Gülşen, Mart 2019’da “organize terörizme katılmak, terör faaliyetlerine yardım etmek ve toplumsal düzeni ciddi şekilde bozmak” suçlarından 20 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Çinli yetkililer, İslam’ın düzenli ifadeleri olarak kabul edeceğimiz şeyi ‘aşırılıkçı’ olarak nitelendiriyor ve Uygur kültürünün aleni bir şekilde sergilenmesini ‘ayrılıkçılık’ suçu olarak nitelendiriyor.
Dr Gülşen’in tekrarlayan migren, yüksek tansiyon ve osteoporoz gibi birçok kronik hastalığı var ve düzenli tıbbi tedaviye ihtiyacı var. İki yıldan fazla bir süredir aile üyelerine erişimi yok. Çin’de kronik hastalıkları olan mahkumların ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli tıbbi bakımdan mahrum bırakıldığına dair birçok rapor var.
Dr. Gülşen’in ailesi Çin devlet medyası tarafından saldırıya uğradı. Kız kardeşi Ruşen Abbas, Amerika Birleşik Devletleri’nde bir Uygur aktivist ve Sincan‘da gözaltına alınan Uygurların serbest bırakılması için kampanya yürütüyor. Global Times, Ruşen’i “ayrılıkçı” olmakla ve Sincan’daki Uygurların gözaltına alındığına dair söylentiler yaymakla suçladı. Dr. Gülşen’in ailesi, gözaltına alınmasının Ruşen’in aktivizmiyle bağlantılı olduğuna inanıyor.
Geçen yıl, BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi, Sincan hakkında “insanlığa karşı suç” teşkil edebilecek büyük ölçekli toplama kampları, güvenilir işkence raporları ve yaygın kötü muamele kanıtları bulan bir rapor yayınladı. İnsan Hakları Yüksek Komiseri Turk’ün 11 Eylül’de belirttiği gibi, bu raporda vurgulanan endişeler, yetkililerin güçlü düzeltici adımlar atmasını gerektiriyor. Çin hâlâ bu raporun tavsiyelerine uymaya istekli olmadığını gösterdi.
Çin’i Uygur halkına yönelik insan hakları ihlallerine son vermeye, azınlık dinleri veya inançları da dahil olmak üzere tüm insanlar için din veya inanç özgürlüğünü desteklemeye ve yasalarını uluslararası standartlara uygun hale getirmeye çağırıyorum.”
İSLÂM DÜNYASI
Az önceİSLÂM DÜNYASI
47 dakika önceTÜRK DÜNYASI
11 saat önceİSLÂM DÜNYASI
13 saat önceİSLÂM DÜNYASI
15 saat önceDÜNYA
16 saat önceİSLÂM DÜNYASI
16 saat önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.