- Sabira: Uygurcada doğrudan “misafirin arkadaşı” anlamına gelen “mehman-dost” kelimemiz vardır. Bu, Uygur halkının, yabancılara yakın arkadaşlarınızmış gibi davranacağınız ölçüde, harika ev sahipleri olmaya değer verdiği anlamına gelir. Deneyimlerime göre, cömertlik, nezaket ve dikkat özelliklerini kucaklıyor. Sadece insanlara değil, çevremizdeki doğal dünyaya da. Bu kelimeyi seviyorum çünkü tüm Uygur kültürünü kapsadığını düşünüyorum. Uygur Adelaide topluluğuna ait olmak güzeldir – herhangi bir şeye ihtiyacınız olursa yanınızda olmak için atlayacak o kadar çok insan var ki.
Fazilet:
“Uygurların dünyaya zalimlerimizin eylemleriyle tanıtılması utanç verici, ancak nesiller ve diasporanın sınırları boyunca, direnişimiz her biçimiyle zalime meydan okuyor.”
Şorhat:
Uygur müziğinde her şey makamla başlar. Bu müzik türü binlerce yıllık gelenekten türemiştir, Uygur kültürünün tüm zenginliğini içine alır ve bizi tarihimize bağlar. Makam bizim kim olduğumuzdur, kültürümüzün ruhudur. Makam Uygur ile eş anlamlıdır, bana ait değildir, Uygur milletine aittir, tüm dünyaya aittir.”
Yultuz:
Uygur dili, Doğu Türkistan’da yoğun bir şekilde sansürleniyor, bu nedenle Yultuz, Avustralya’daki gelecek neslin onların diline sıkı sıkıya bağlı kalmasını sağlamayı görevi olarak görüyor. Uygur kültürünün hayatta kalma mücadelesi, Avustralya’nın banliyö sınıflarında veriliyor.
Halil:
Otuz yıldır aşçıyım ama Uygur yemeklerinin bin yıllık bir tarihi var. Bugün yaptığımız yemeklerin her biri benden önceki nesiller boyunca yapıldı. Avustralya’da yaşamak zor ama çocuklarım için yapmak zorundaydım. Çin’in egemenliği altında büyümelerini izlemek imkansız olurdu. Evimizde kültürümüzü yaşatmaya ve çocuklarımıza öğretmeye çalışıyoruz ama onların bizim kültürümüzü soluyamayacaklarını bilmek bana çok acı veriyor.”
Adila:
Pek çok kültürde olduğu gibi bir Uygurun da bir Uygurla evlenmesi beklenir. Ailem bana sürekli olarak Weten’de (anavatan) Uygur soyunun ve kültürünün Çin hükümeti tarafından yok edildiğini hatırlatırdı. Elbette kime aşık olacağınızı asla seçemezsiniz. Ama kocamla tanıştığımda, sanırım ailem, kızlarının ruh eşini bulmasındansa onun Uygur olduğu için daha rahatladı. Uygur olmanın ne demek olduğunu anlayan, şartları ve koşulları zaten anlamış biriyle evlendim.”
Denara:
Uygur olmak bir trajedi değil, tarih değiliz. Biz geçmiş değiliz. Uygur kadınları bugünün ve geleceğindir. Biz değişim yaratanlarız ve yaratıcılarız. Uzun bir süre göçmen, Uygur olduğum için istediğimi yapamayacağımdan korkarak yaşadım ama artık bu anlatıyı beslemiyorum. Acı gördük ama bunu gücümüze dönüştürdük.”
Nasrullah:
Uygur ve Müslüman kimliğimle gurur duyuyorum. Nerede olursam olayım, bunu her zaman kalbimde tutacağım. Çünkü günün sonunda bu beni ben yaptı. Beni, kişiliğimi şekillendirdi. Benim. Ve bunu seviyorum. Şu anda benim ülkemde insanlar kültürlerini çöpe atmaya zorlanıyor. Yani özgür olan bizler için bir sorumluluk var. Özgür olan herkesin omuzlarındadır.”
Nadira:
2014 yılında Victoria’da Uygur dil okulunu açtım. Çin’deki zulüm nedeniyle Avustralya’da yaşayan benim gibi birçok Uygur var. Bir gün Doğu Türkistan’a döneceğimize inanıyorum ve çocuklarımızın dedeleriyle ana dillerinde konuşmalarını istiyorum. Bazıları ‘hayal görüyorsun’ diyor ama umudumuzu canlı tutmak için rüyalara ihtiyacımız var.’