Kanlı Ocak olaylarının üzerinden 35 yıl geçti.
1987 sonlarında yeniden gündeme gelen sözde Dağlık Karabağ sorunu, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünün ihlali, Azerbaycan topraklarının işgali, Ermenistan ve Dağlık Karabağ’da yaşayan yüzbinlerce Azeri’nin sınır dışı edilmesi amacını taşıyordu. Eski Sovyetler Birliği’nin iki cumhuriyeti arasında başlayan bu çatışma, Ermenilerin 19. ve 20. yüzyıllarda Azerbaycan topraklarına peş peşe yerleştirilmesi politikasının ve Azerbaycan’a yönelik maksatlı etnik temizlik ve soykırım politikasının bir sonraki aşamasıydı.
Ermenistan SSC’nin Azerbaycan üzerindeki toprak iddialarına SSCB liderliğinin doğrudan veya dolaylı desteği, radikal Ermeni milliyetçilerinin kışkırttığı ayrılıkçılık ve Türklere karşı uygulanan kitlesel şiddet ve ayrıca Azerbaycan liderlerinin cezai kararsızlığı o dönemde ve ulusal çıkarlara aykırı adımlar, Azerbaycan halkını cumhuriyetin toprak bütünlüğünün korunması uğruna ayağa kaldırdı. Böylece cumhuriyette geniş bir toplumsal yelpazeye sahip bir halk hareketi doğmuş ve süreçlerin seyri onun kademeli olarak bir ulusal kurtuluş hareketine dönüşmesinin temellerini atmıştır.
19-20 Ocak 1990 gecesi, Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi Genel Sekreteri Mihail Gorbaçov’un doğrudan emriyle, SSCB Savunma Bakanlığı birlikleri, Devlet Güvenlik Komitesi ve İçişleri Bakanlığı Bakü’ye ve Azerbaycan’ın çeşitli ilçelerine girdi, teçhizat ve çeşitli silahlardan ateş edilerek toplu katliamlar gerçekleştirildi. Bakü’nün Sovyet ordusunun özel kuvvetleri ve büyük bir iç birlik birliği tarafından işgaline özel bir zulüm ve benzeri görülmemiş bir vahşet eşlik etti. OHAL’in halka duyurulduğu tarihe kadar askeri personel 82 kişiyi acımasızca katletti, 20 kişiyi de ağır şekilde yaraladı. Olağanüstü hal ilanından sonra birkaç gün içinde Bakü’de 21 kişi öldürüldü.
Böylece Bakü ve çevre bölgelerde yasadışı asker konuşlandırması sonucu 131 kişi öldü, 744 kişi yaralandı.
Ölenler arasında kadınlar, çocuklar ve yaşlıların yanı sıra acil durum çalışanları ve milisler de vardı. Askerlerin yasa dışı girişine sivillerin kitlesel tutuklanması da eşlik etti. Operasyonlarda başkent Bakü’den ve cumhuriyetin diğer şehir ve bölgelerinden 841 kişi yasadışı olarak tutuklandı, bunlardan 112’si SSCB’nin farklı şehirlerindeki cezaevlerine gönderildi. Yangın çıkarıcı mermilerin neden olduğu yangınlarda askeri personel tarafından 200 eve, ambulanslar dahil 80 araca ve çok sayıda devlet ve özel mülküne ateş açıldı.
Sovyet birliklerinin eylemleri, 1945-1946’da düzenlenen uluslararası mahkemede mahkum edilen ve Nürnberg süreci olarak tarihe geçen
tüm işaretleri gösterdi. Azerbaycan’ın 20 Ocak’ta toplamda 150 şehidi var.

O katliamdan bir gün sonra 21 Ocak’ta Haydar Aliyev Moskova’daki Azerbaycan Daimi Temsilciliği’ne giderek SSCB yetkililerini ve yarım yamalak Azerbaycan yönetimini bu katliamlara karşı şiddetle suçlayan bir açıklama yaptı. Ülkelerin çoğu, Azerbaycan halkının maruz kaldığı bu korkunç ve acımasız terörü şiddetle kınadı.
Azerbaycan’da zamanında kapsamlı bir şekilde araştırılmayan ve yeterli bir değerlendirme yapılmayan trajedi, ancak birkaç yıl sonra Haydar Aliyev’in girişimiyle devlet düzeyinde siyasi ve hukuki bir değerlendirmeye tabi tutuldu. Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının 5 Ocak 1994 tarihli “20 Ocak faciasının 4. yıl dönümü münasebetiyle” Kararnamesi ile Milli Meclis’e Kanlı Ocak olaylarıyla ilgili özel bir oturum düzenlenmesi konusunun görüşülmesi tavsiye edilmiştir.
Milli Meclis’in 29 Mart 1994’te aldığı kararda, 20 Ocak faciasının failleri özel olarak belirtilmiş ve bu kanlı eylem, totaliter komünist rejim tarafından ulusal kurtuluşu bastırmak amacıyla işlenen bir askeri saldırı ve suç olarak değerlendirilmiştir.
20 Ocak 1990’da Azerbaycan halkı hürriyeti ve bağımsızlığı için çok sayıda şehit verdi. Ancak iradesi kırılmadı ve milli ruhu sarsılmadı. O katliam sırasında milli çıkarların korunması için canlarını veren, şehitlik mertebesine yükselen Vatan evlatları, emsalsiz fedakarlıklarıyla Azerbaycan’ın kahramanlık tarihine yeni bir parlak sayfa yazmışlardır.
Azerbaycan’da her yıl 20 Ocak Ulusal Yas Günü olarak kutlanıyor.