Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Abidin Damollam: 96 Yaşındaki Uygur Din Adamı Hapishanede Öldü

Saygın din adamının hapsedilmesi, ölümü ve uygun bir cenaze töreninden mahrum bırakılması, “işgal altındaki” bir bölgede yaşamın nasıl olduğunu teyit etmektedir.

Saygın din adamının hapsedilmesi,

Kök Bayraq

Geçtiğimiz ay 96 yaşındaki Uygur din adamı Abidin Damollam bir Doğu Türkistan hapishanesinde hayatını kaybetti. Damollam’ın cenazesi ailesine teslim edilmedi ve cenaze töreni düzenlenmesine izin verilmedi. Polis aileyi on beş gün boyunca gözetim altında tuttu.

Gözetim, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin Münih Güvenlik Konferansı’nda Uygur Soykırımını inkar etmek için kampanya yürüttüğü ve Uygur meselesi hakkında dolaşan “çok fazla yalandan” şikayet ettiği bir zamanda gerçekleşti.

Okumadan Geçme

TÜMÜ

Cenaze kısıtlamasının nedeni, dört yıl önce Damollam’ın Boston’da yaşayan torunu Mariya Mohammad’in Damollam’ın hapiste olduğunu dünyaya duyurması ve bunun medyada uzun süre geniş yer bulmasıydı. Ölümün ortaya çıkması halinde tartışmalar yeniden alevlenebilir ve Wang Yi’nin kampanyası sekteye uğrayabilirdi.

Mariya Mohammad

Son zamanlarda, Uygur Soykırımını inkar etme kampanyasının bir parçası olarak Çin, Uygurların durumunu Filistinlilerin durumundan ayırdı ve Hamas’ın eylemlerini “işgale karşı mücadele” olarak savundu.

Damollam’ın davasına bir de “işgal” açısından bakalım.

Mariye Muhammed yazara dedesinin elli yıldan fazla bir süre mahalle camisinde imam ve öğretmen olarak çalıştığını anlattı. Caminin devlet tarafından belirlenen kısıtlamalar dahilinde gerçekleşen son derece sınırlı dini faaliyetleri, merhumun her siyasi baskı dalgasında eleştirilmesine ve hapsedilmesine neden olmuş. En son 2017 yılında 89 yaşındayken, bölgede toplama kamplarının kurulduğu dönemde tutuklanmıştı.

Çin medyasında Abidin Damollam hakkında özel bir haber bulunmuyor. Ancak Çin’in ulusal mahkeme kararları web sitesinde Song Kaicai adlı farklı bir kişinin sabıka kaydı, Damollam’ın davasıyla ilgili bazı önemli ayrıntıları ortaya koyuyor.

Resmi kayıtlara göre, Çin Komünist Partisi’nin Artuş kentindeki komitesinin sekreteri Song Kaicai görevini ihmal ettiği gerekçesiyle cezalandırıldı. İhmali, “köktendinci vaiz” Abidin Damollam’ın 2018 yılında gözaltında hastalandığında kamp dışında tedavi görmesine izin vermesi olarak tanımlanıyor. Kayıtlara göre Damollam devlet güvenliği için bir tehdit olarak görülüyordu ve tedavi gördüğü elli gün boyunca birçok tehlikeli kişiyle temasa geçti ve devletin güvenliğine büyük zarar verdi.

Mariya Mohammad, sözde “tehlikeli kişilerin” Damollam’ın bakımını üstlenen aile üyeleri olduğunu ve “zararın” Damollam’ın tedavisi sırasında gözaltına alındığını medyaya ifşa etmesi olduğunu iddia etmektedir.

Gerçekler, Abidin Damollam’ın yaşamının, hastalığının ve hatta ölü bedeninin Çin’i endişelendirdiğini göstermektedir. 96 yaşındaki bir insan nasıl olur da devletin güvenliğine tehdit olarak görülebilir? Cevap şu: Devletinizin temeli son derece zayıfsa ve devletin bazı bölümleri işgal yoluyla elde edilmişse.

Song Kaicai’nin, Abedin Damollam’ın yaşını ve sağlığını göz önünde bulundurarak normal bir rasyonel sonuçla, ulusal güvenlik için bir tehdit olamayacağına karar verdiği varsayılabilir. Hapishanede ölmesi halinde bunun ülkenin imajına zarar vereceğini düşünerek hastanede tedavi edilmesine izin vermiştir.

Song Kaicai aleyhindeki karara China Judgements Online (erişimi artık kısıtlı) üzerinden erişildi

Hasta bir adam, hatta bir ceset nasıl olur da devletin güvenliğine tehdit oluşturabilir? Cevap, devlet bir suç işlediğinde ve bunu örtbas etmeye çalıştığında. Başka bir deyişle, Song Kaicai’nin bilinçli ya da bilinçsiz olarak sergilediği insani tutum, Şi Cinping’in bölgede yürürlükte olan “merhamet gösterme” emrine uymuyordu.

15 sayfalık kararda ayrıca Song Kaicai’nin 2001’den 2018’e kadar otuzdan fazla zimmete para geçirdiği ve toplam 2 milyon yuan rüşvet aldığı belirtildi. Ancak Abidin Damollam veya ailesi tarafından Song Kaicai’ye yaşlı vaizin kamp dışında tıbbi tedavi görmesine izin vermesi için ödenen rüşvetten bahsedilmemesi dikkat çekiyor.

Kararda Song Kaicai’nin görevden alınacağı ve hapsedileceği belirtiliyor.

Elbette Çin Halk Cumhuriyeti’nde yaşayanlar çok iyi bilirler ki rüşvet almayan hiçbir ÇKP yetkilisi yoktur. Durum böyleyken Song Kaicai neden vatana ihanet etmiş gibi ağır bir şekilde cezalandırılıyor? Çünkü rejim alarma geçmiş durumda ve bölgedeki Uygur sorununa nihai çözüm olarak soykırım uyguluyor. Küçük bir merhamet bile ÇKP’nin planlarını raydan çıkarabilir.

Soykırımlar nerede gerçekleşir? Çoğunlukla işgal altındaki bölgelerde, sömürgeciliği/işgali kalıcı olarak güvence altına almak için.

Doğu Türkistan’ın işgal edilmiş bir bölge olduğunu kanıtlamak için tarihi incelememize bile gerek yok. Bugün bunu kanıtlayan binlerce somut, gözlemlenebilir gerçek var. Örneğin, Doğu Türkistan’ın coğrafi konumu Çin Seddi’nin dışındadır; Çinliler bölgeyi “Yeni Sınır” (Sincan) olarak adlandırmaktadır; bölge sakinleri Türk ve Müslüman kimliklerini kesintisiz bir mücadele ve maruz kaldıkları kanlı baskıya meydan okuyarak teyit etmektedir.

Abidin Damollam’ın ölümü, bu zulmün hikayesinde sadece en son bölüm. Ne yazık ki son bölüm de olmayacak.

Okumadan Geçme  Bir devlet mahkemesi Uygur soykırımı nedeniyle Çin’i yargılayacak: Ama ne Müslüman ne de Türk