Nöbetçi Eczaneler
Çin’in işgal altında tutuğu Doğu Türkistan’da Uygur ve diğer Müslüman azınlıklara yönelik muamelesi, uluslararası kaygının önemli bir kaynağıdır. Batılı ülkeler zorla çalıştırma, dini zulüm iddialarını gündeme getirdi ve ABD de dahil olmak üzere bazıları, Pekin’in reddettiği bir suçlama olan Doğu Türkistan’daki olanları soykırım olarak sınıflandırdı.
Devlet medyasında çıkan haberler ve Çinli yetkililerin heyetin ziyareti hakkındaki açıklamaları, ziyareti, Batı’nın “etnik soykırım suçlamaları” olarak adlandırdığı şeyin açıkça reddedilmesi olarak tasvir etti.
Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Wang Wenbin, 30 Mayıs-2 Haziran tarihleri arasındaki Doğu Türkistan ziyareti sırasında, Arap Birliği heyeti üyelerinin Çin’in Doğu Türkistan’daki çabalarından duydukları memnuniyeti dile getirdiklerini ve bölgenin kalkınma ve istikrarını övdüklerini söyledi.
Wenbin, “Seyahatleri sırasında heyet Urumçi ve Kaşgar’a gitti ve burada camileri, İslami enstitüleri, yerel işletmeleri, eski şehirleri ve terörle mücadele ve radikalleşmeyi önleme konulu bir sergiyi ziyaret etti, yerel halkla camilerde namaz kıldı ve mutlu yaşamlarını ilk elden deneyimledi “dedi.
“Arap ülkeleri, Doğu Türkistan’daki Müslümanların ve diğer etnik azınlık gruplarından insanların gördüğü ilgiyi övdü ve Çin’in Doğu Türkistan’ın kalkınmasını teşvik etme ve istikrarını sağlama çabalarına kesin desteklerini ifade etti.”
Wang’a göre, Arap ülkeleri Doğu Türkistan konusunda her zaman adil bir pozisyon aldı.
Arap Birliği heyetinin Doğu Türkistan’da kendi gözleriyle gördükleri, gerçeğin her zaman galip geleceğini ve Doğu Türkistan ile ilgili meseleleri manipüle ederek Çin’i karalamaya çalışanların kendi yollarına gidemeyeceklerini bir kez daha gösteriyor.” dedi.
1945 yılında kurulan Arap Birliği, ortak çıkarlar üzerinde koordinasyonu geliştirmeyi amaçlayan 22 Arap ülkesinden oluşan bir konfederasyondur. Tüzüğü işbirliğini teşvik eder, şiddetten vazgeçer ve anlaşmazlıklara aracılık eder, ancak uygulama mekanizmalarından yoksundur.
Eleştirmenler, Çin’in politikalarının Arap Birliği delegasyonu tarafından açıkça onaylanmasının, Doğu Türkistan’daki ciddi insan hakları ihlallerini vurgulayan BM insan hakları ofisinin bulguları ve sonuçlarıyla çeliştiğine dikkat çekiyor.
Washington merkezli Komünizm Kurbanlarını Anma Vakfı’nda Çin çalışmaları konusunda kıdemli bir araştırmacı ve direktör olan Adrian Zenz, Twitter’daki bir gönderisinde, ziyareti “korkunç bir ihanet” olarak nitelendirdi.
Geçen yıl, BM insan hakları ofisi, Doğu Türkistan’daki insan hakları durumuna ilişkin bir değerlendirme yayınladı ve Çin’in Uygurlara ve diğer azınlık gruplarına karşı eylemlerinin insanlığa karşı suç teşkil edebileceği sonucuna vardı.
Değerlendirmede, keyfi gözaltı, zorla çalıştırma, kültürel asimilasyon, gözetim ve dini ve dilsel özgürlüklerin kısıtlanması da dahil olmak üzere Doğu Türkistan’da meydana gelen çeşitli insan hakları ihlalleri vurgulandı.
Washington merkezli Uygur Araştırmaları Merkezi Direktörü Abdulhakim İdris’e göre, Arap Birliği heyetinin Çin’in Doğu Türkistan’ı ziyaret etmesi ve eylemlerini desteklemesi, Çin’in Uygurlara ve diğer Müslüman azınlıklara yönelik kötü muamelesini gizlemeye yönelik propaganda kampanyasının bir parçası.
İdris, VOA’ya gönderdiği bir e-postada, “Bu ziyaret, Çin Komünist Rejimi’nin Doğu Türkistan’daki Uygur Soykırımı’nı dünya kamuoyundan gizlemeye yönelik propaganda çabalarının son örneğidir” dedi.
Çin medya kuruluşları Xinhua ve Global Times, heyetin Doğu Türkistan’a yaptığı ziyaretin Batı medyasının tasvirleriyle çeliştiğini bildirdi.
Çin raporları, Arap Birliği heyetinin Çin’in Doğu Türkistan’daki insan haklarını korumadaki başarılarını övdüğünü, özellikle de Çin’in bölgedeki “terörle mücadele” çabalarını vurguladığını söyledi.
Xinhua, “Grup, Doğu Türkistan’da bir dizi yeri ziyaret etti ve bölgenin Batı medyası tarafından tasvir edilenlerle eşleşmediğini ve uyum ve istikrara, hızla büyüyen bir ekonomiye ve barış ve memnuniyet içinde yaşayan ve çalışan sakinlerle renkli ve müreffeh bir kültüre sahip olduğunu söyledi” dedi.
Ziyaret öncelikle China Daily, Çin Merkez Televizyonu, Xinhua ve Global Times gibi Çin devlet medya kuruluşlarından ilgi gördü. Çin büyükelçilikleri ve diplomatları Twitter’da bu raporlardan alıntılar paylaştı. Arap Birliği, web sitesinde veya sosyal medya platformlarında ziyaretten bahsetmedi.
Ancak İdris, heyetin yaptığı açıklamaların ülkeleri ile Çin arasındaki ekonomik ve diplomatik bağlar bağlamında değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
İdris, “Bugün Çin, hem Arap dünyasından hem de Müslüman bölgelerden birçok ülkeyi hem ekonomik hem de diplomatik olarak kendisine bağımlı hale getirdi.” dedi.
Bu ülkeler, Çin’e olan ekonomik bağımlılıkları nedeniyle insan hakları ve demokrasi açısından beklendiği gibi cevap verememektedir. Bunun yerine, Çin hükümeti tarafından sağlanan açıklamaları desteklediklerini de sözlerine ekledi.
Kaynak: VOA