Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Avrupa moda endüstrisi Uygur köle emeği konusunda incelemeye alındı

Yeni bir rapora göre, Avrupa Birliği’ne gelen giysilerin “önemli bir kısmı” muhtemelen Uygur zorla çalıştırma kaynaklı malzemeler içeriyor.

Yeni bir rapora göre,

Uygur Rights Monitor, Sheffield Hallam Üniversitesi ve Uygur Demokrasi ve İnsan Hakları Merkezi tarafından hazırlanan rapora göre, Zara ve H&M gibi büyük markalar, toplama kamplarında tutulan Uygurların çalıştırılmasını zorunlu kılan devlet programlarıyla bağlantılı dört büyük Çinli şirketle olan bağlantıları nedeniyle, başta pamuk olmak üzere, zorla çalıştırılan malzemelerden tedarik etme konusunda “yüksek risk” altında.

Okumadan Geçme

TÜMÜ

Küresel markalar son aylarda Doğu Türkistan’la olan bağları nedeniyle eleştirilere maruz kaldı ve birçoğu tedarik zincirlerinde zorla çalıştırma olmadığından emin olmak için denetimler başlattı. Zara’nın ana şirketi Guardian’a yaptığı açıklamada zorla çalıştırılan kişilerden malzeme temin etmediğini belirtirken, H&M tedarik zinciri konusunda daha şeffaf olma konusunda “çok yol kat ettiğini” söyledi.

Uygur insan hakları avukatı Rayhan Asat Semafor’a yaptığı açıklamada, raporun “köleliğin küresel ekonomi içinde yaygınlığını koruduğunun” kanıtı olduğunu söyledi. Uygur Zorla Çalıştırmayı Önleme Yasası’nın bu yıl ülkeye 500 milyon dolardan fazla mal ithal edilmesini engellediği ABD’nin aksine, Avrupa Birliği’nde böyle bir mevzuat bulunmuyor. Asat, AB’nin Çin’e karşı benzer önlemler almamasında ticari kaygıların “önemli bir rol” oynadığını, ancak bunu yaparak şirketlerin “köle emeğini sömürmek için forum alışverişi yapabilecekleri” bir durum oluşturduğunu söyledi.

Çin, zorla çalıştırmanın dünya çapında kınanmasına rağmen Doğu Türkistan’da ticaret altyapısına büyük yatırımlar yapıyor. Şu anda yapım aşamasında olan dünyanın en uzun karayolu tüneli, bölgenin kuzeyi ve güneyi arasındaki seyahat süresini kısaltacak ve gelecekte Kırgızistan ve Özbekistan gibi Orta Asya ülkelerine demiryolu bağlantılarına olanak tanıyacak. Urumçi gümrüklerine göre Doğu Türkistan’ın dış ticareti bu yılın ilk 10 ayında 40,5 milyar dolara ulaşarak rekor kırdı ve Pekin, Uygurlara yönelik ihlal iddiaları nedeniyle uygulanan Batı yaptırımlarını büyük ölçüde bertaraf etti. Uzmanlar Doğu Türkistan’ı bir ticaret merkezine dönüştürmenin işleri daha da kötüleştireceğinden endişe ediyor. Eski İnsan Hakları İzleme Örgütü direktörü Kenneth Roth, tünel inşa edilirken Pekin’in “Uygurları zorla çalıştırma uygulamasını yaygınlaştırmayacağına dair insanların ne gibi güvenceleri var?” diye soruyor.

Aktivistler, şirketler Doğu Türkistan’daki üretimin denetimini sıkılaştırsa bile, tedarik zincirlerinde zorla çalıştırma olmadığının garantisi olmadığı konusunda uyarıyor. Alman Die Zeit gazetesinin haberine göre, Volkswagen’in bu yıl Doğu Türkistan’daki fabrikasında yapılan denetimde zorla çalıştırmaya dair bir sonuca rastlanmadı, ancak yöneticiler yetkililerin “sadece fabrikadaki çalışanların çalışma koşullarını kontrol ettiklerini” itiraf etti. Bir aktivist bu yılın başlarında Politico’ya yaptığı açıklamada, şirketlerin Doğu Türkistan’da üretim tesislerine sahip olmasının “Çin hükümeti için büyük bir sembol” olduğunu, çünkü insanların aktif olarak “soykırımla” karşı karşıya olduğu bir bölgeye “refah getirdikleri” propagandasını güçlendirdiğini söyledi.

Okumadan Geçme  Dünya Uygur Kongresi, yurt dışındaki Uygurlara geniş çaplı protesto çağrısı yaptı