Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Barın Katliamı şehidleri tüm dünyada anıldı

Uygurlar ve onlara sempati duyan protestocular Cuma günü Washington, İstanbul ve Münih’te, işgalci Çin’in 5 Nisan 1990’da Doğu Türkistan Barın’da protesto hakkını kullanmak isteyen Uygurlara karşı işlediği vahşi cinayetleri protesto ederek Barın şehidlerini aldılar.

Uygurlar ve onlara sempati

Dünya Uygur Kongresi’ne göre, Çin askerleri tarafından bastırılan Barın ayaklanmasında ölenlerin sayısı birkaç düzine ile 3,000 arasında değişiyor. 

Çinli yetkililer hiçbir zaman kamuya açık bir soruşturma yürütmedi ve İnsan Hakları İzleme Örgütü, kayıpların güvenilir bir çetelesinin hiçbir zaman bilinemeyebileceğini söyledi.

İsyan, 4 Nisan 1990 akşamı 200’den fazla Uygur’un Doğu Türkistan’ın Kızılsu Kırgız Özerk İli’ndeki Taklamakan Çölü’nün batı ucunda yer alan Akto ilçesine bağlı 19.000 nüfuslu Barın kasabasında bir yerel yönetim ofisine girmeye çalışmasıyla başladı.

Göstericiler Baren Katliamı’nın 34. yıldönümüne dikkat çekmek için 5 Nisan 2024 tarihinde Washington’daki Çin Büyükelçiliği önünde toplandı. (Şehrezad Ghayrat/RFA)

Bunun üzerine Çin hükümeti protestoları bastırmak üzere 18.000’den fazla asker gönderdi ve 5 Nisan ve takip eden günlerde sayısı bilinmeyen sayıda insan öldü.

Okumadan Geçme  Aziz İsa Elkun çevirisi ile Uygur Şiirleri İngilizce yayınlandı

Ayaklanma ufuk açıcı bir andı çünkü bugün sayıları yaklaşık 11 milyon olan çoğunluğu Müslüman Uygurlara yönelik Çin baskısının arttığı bir dönemi başlattı. Bu politikalar Amerika Birleşik Devletleri ve diğer Batılı ülkelerin soykırım ve insanlığa karşı suç olarak nitelendirdiği olaylara yol açtı.

Dünya Uygur Kongresi (DUK) Başkanı Dolkun İsa yaptığı açıklamada “Barın Ayaklanması, 1990’larda Uygur toplumu içinde Çinli yetkililerin baskıcı önlemlerine karşı artan kızgınlığın ilk ifadelerinden biriydi” dedi.

“Çin hükümetinin protestoculara yönelik şiddetli baskısı, Uygur halkına karşı son on yıllarda soykırıma dönüşen şiddetin daha da tırmanacağının sinyalini verdi.”

Okumadan Geçme  Çin zulmünden kaçan Uygur Türkü Tayland zindanlarında şehid oldu

Çin, 4 Nisan olayını Uygur militanlar ile Çin hükümet güçleri arasında Doğu Türkistan İslam Partisi tarafından kışkırtılan “karşı devrimci bir silahlı isyan” olarak görüyor. Parti ile bağlantılı kişiler hükümet binasına saldırarak 10 kişiyi kaçırmış, altı silahlı polis memurunu öldürmüş ve iki aracı havaya uçurmuştu.

Protestolar

Yüzlerce kişi Berlin’deki Çin Büyükelçiliği ve Almanya’nın Münih kentindeki Çin Konsolosluğu önünde gösteri yaptı. İstanbul’daki Çin Konsolosluğu önünde ve Ankara’da Türkiye’nin iki siyasi partisinin üyelerinin katıldığı bir anma etkinliğinde onlarca kişi protesto gösterisi düzenledi.

İstanbul Çin konsolosluğu önünde Barın Katliamı’nı protesto eden Uygur Türkleri

Uygurlar İsveç’te bir başka anma etkinliği daha düzenledi. Diğerleri Hollanda, İngiltere ve Orta Asya ülkelerinde toplandı.

Okumadan Geçme  İnsan Hakları grupları BM'yi Uygurlar konusunda harekete geçmeye çağırdı

Washington’da Cuma günü Çin Büyükelçiliği önünde toplanan yaklaşık bir düzine protestocu “Çin, Uygur soykırımını durdur” ve “Özgürlük istiyoruz” diye bağırdı. 

Mitingde ayrıca, Çin Komünist Partisi’nin bu yıl 10 Mart’tan 9 Nisan’a kadar sürecek olan Ramazan ayı boyunca Uygur Müslümanlarına uyguladığı zulmü vurgulamak amacıyla, Uygur mutfağından bir iftar yemeği de verildi.

DUK Başkan Yardımcısı Zübeyra Şemseden uluslararası toplumu Uygurlara yönelik insan hakları ihlallerinin faillerini işledikleri suçlardan sorumlu tutmaya çağırdı.

Uygur Hareketi Başkanı Ruşen Abbas, Barın Ayaklanmasını, Çin Komünist Partisi’nin halkının haysiyet ve temel insan hakları için meşru taleplerine saldıran acımasız taktiklerinin kötü bir örneği olarak nitelendirdi.

RFA’ya verdiği demeçte “Her şey Barın’da insanların Uygur kadınlarının zorla kısırlaştırılmasını ve zorla kürtaj edilmesini protesto etmesiyle başladı. “Bugün hâlâ bu tam teşekküllü soykırım eylemini sürdürüyorlar.” dedi