İslam aleminin mübarek Ramazan ayı kutlu olsun!
Bu selam; bir zamanlar bağımsız bir ülke olan Doğu Türkistan’da yaşayan mazlum müslümanların selamı. Şimdilerde kendileri bu mübarek ayı kutlamaktan mahrumdurlar.
35 milyon Müslüman Türk, 75 yıldır Çin rejiminin sistematik baskısı ve soykırım zulmü altında inim inim inliyor. Ümmetin bir parçası olan Doğu Türkistan, Merkezi Asya’da yer almakta ve Çin işgalinden sonra resmi adı “Xinjiang” yani, “yeni toprak” olarak değiştirilmiştir.
Okumadan Geçme
TÜMÜAteist, Komünist Çin rejimi, her sene Ramazan ayında rutin olarak Doğu Türkistanlıların İslami inancına karşı envai çeşit zulüm yapmakta ve Ramazan ayı boyunca bölgede olağanüstü hâl uygulamaktadır.
Peki ya Doğu Türkistan’da ramazan ayı nasıl geçiyor merak ediyor musunuz?
Çin rejimi, bilinçli bir şekilde Müslümanların kutsal bildiği Ramazan ayında gündüzleri içki festivalleri düzenliyor.
Uygur lokantaları dahil bütün restoranlar açık tutulmalı ve alkol satışları zorunlu, kullanmaktan kaçınmak ise yasak. Eğer restorantlar alkol satışı yapmazsa veya festivallere katılmaktan vazgeçen olursa, Çinlilerin “aşırıcılık” olarak belirlediği 48 kategoriden bir suç işlemiş sayılıyor. Ki bu suçlamaların arasında gerçekten ama gerçekten saçma, absürt gerekçeler bulunuyor.
Burada bir parantez açalım, gerekirse daha sonra bu maddeler üzerinden bir başka yazı kaleme alabilirim.
Dönelim asıl meseleye…
Alkol almayan bireyler, “radikal düşünceye sahip kişi“ tanımına giriyor. Toplama kampı veya hapse girmesi an meselesi.
Neymiş efendim! “Gece yarısı yemek yememiz, yani (sahur) yapmamız, gündüz ise saatlerce hiç bir şey yemeden kalmamız sağlığımıza zararlı” imiş. Bundan dolayı Oruç yasak imiş bize.
Kuran okumamız, bizi zehirliyormuş. Beynimizi bir virüs gibi kontrol ediyormuş. Bundan dolayı tedavi görmemiz şart. Yeniden terbiye edilmek üzere kamplarda kalmamız icap ediyor.
Güvenliğimizi çok önemsedikleri için evlerimizin içine dahi birer Çinli memur yerleştirmiş. O benim sözde “Kardeş aile”(m) imiş.
Öyle ya! Okullarda eğitmenlerimiz bize çok iyi bakıyor. Ramazan boyunca öğle yemeği bedava. Ama mutlaka yemek zorundasınız. Fakat ramazan ayı çıkınca bu hizmetler de askıya alınıyor nedense.
Camiler Ramazan ayında “tatil” ediliyor.
O zaman Namaz kılmak için kimsenin Camiye gitmesine gerek kalmıyor.
Yakınlarımıza “Ramazan kutlama mesajları” göndermiyoruz. Hele ki “Essalamu Aleyküm” gibi aşırıcılık cinsinden davranış göstermiyoruz. Çünkü bu ‘Çinli kardeşlerimizi” incitecek imiş. Sadece “Ni hao” dememiz kafi.
Eskiden Ramazan ayı boyunca yine ‘güvenliğimiz’ için her köşede bir polis gözetleme noktaları oluşturuluyordu, neyse ki şimdi kontrol noktaları ramazan dışında da varlar.
Güvendeyiz?
Ayrıca ‘tehlikeli’ kişileri pekala temizliyorlar. Yani çoğunlukla din adamları ve âlimleri. Çünkü bunlar bizi sosyalist toplum olmaktan uzaklaştırıyormuş.
Söylediklerim bin bir çeşit zulmün sadece az bir kısmı. Çin’in Doğu Türkistan’daki Müslümanlara Ramazan ayında dayattıkları daha bir düzine zulüm çeşitleri var. Bütün bunlar Doğu Türkistan halkının dinini özgürce yaşamasını engelleyen ciddi insan hakları ihlalleridir.
Komünist rejim tarafından yönetilen Çin’de bütün bu bahsettiklerim bir devlet politikasıdır ve rejim tarafından getirilen, dini haysiyeti ve inancı aşağılayıcı politikalar, sözde “İslam dininin Çince sosyalizme uyarlanması” adı altında “13. Beş yıllık plan” döneminde başladı ve hâlâ devam ediyor.
Kısacası yer yüzünde Ramazan ayını Müslümanca kutlayamayan tek ülkedir Doğu Türkistan!