Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

ÇKP’nin Türkiye’deki sözde Uygur Örgütleri üzerinden ajanlık faaliyetleri

Otokrasiye Karşı Sesler’de yer

Otokrasiye Karşı Sesler’de yer alan habere göre, Türkiye’deki bazı Uygur örgütlerinin faaliyetleri, Çin Komünist Partisi (ÇKP) ile bağlantılı oldukları iddiasıyla inceleme altına alındığı kaydedildi. Bu örgütler ÇKP propagandasını teşvik etmek ve partinin gündemini ilerletmekle suçlanmaktadır.

2015 yılında Pekin’deki Çin Halk Siyasi Danışma Konferansı’nın yıllık oturumuna denizaşırı bir delege olarak katıldı. ÇKP tarafından çeşitli birleşik cephe örgütlerine ortak/üye olarak atanmıştır. Buna Çin Denizaşırı Değişim Birliği (COEA), Tüm Çin Geri Dönen Denizaşırı Çin Federasyonu (ACFROC) ve Çin Denizaşırı Dostluk (COFA) dahildir.

Boğda’nın Türk izleyicilere yönelik ÇKP propagandası için bir kanal olarak rolü özellikle endişe vericidir. Röportajlar ve yayınlar gibi medya angajmanları aracılığıyla, Doğu Türkistan’ın ekonomik potansiyelinin ve Türk-Çin işbirliğinin anlatısını yaymıştır. Özellikle, bu anlatılar, Doğu Türkistan’daki Uygur kötü durumunun hassas konusunu ve Türk-Çin ilişkileri üzerindeki olumsuz etkiyi uygun bir şekilde göz ardı etmektedir. Bogda’nın medya kuruluşlarıyla olan ilişkileri ve İstanbul’daki ÇHC Konsolosluğu ile yakın ilişkileri, açıklamalarının gerçekliği ve nesnelliği hakkında soru işaretleri doğuruyor.

Okumadan Geçme  Çin’deki Pakistan konsolosluğu "Uygurların Özgürlüğü" tweeti attı

Türkiye’nin Çin’in Uygurlara yönelik muamelesi konusundaki değişen tutumu, başka bir karmaşıklık katmanı ekliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2009 Urumçi ayaklanmalarının ardından başlangıçta bunu bir ‘soykırım’ olarak nitelendirirken, siyasi ve ekonomik faktörler daha sonra bu kadar güçlü söylemlerden geri çekilmesini etkilemiş gibi görünüyor. Türkiye ekonomik olarak Çin’e bağımlı hale geldikçe, Erdoğan’ın Doğu Türkistan ile ilgili açıklamaları daha uzlaşmacı hale geldi ve ekonomik çıkarlar ile insan hakları endişeleri arasındaki hassas dengeyi vurguladı.

UYSİD içindeki bir diğer önemli figür, ÇKP’nin Doğu Türkistan’daki politikalarını savunan Volkan Öztürk’tür. Öztürk’ün birleşik cephe yetkilileriyle etkileşimleri ve Doğu Türkistan’daki Bogda ile ortak iş girişimleri, ÇKP’nin gündemiyle uyumunun kapsamı hakkında soru işaretleri doğurmaktadır. Boğda ve Öztürk’ün sahibi olduğu Xinjiang Aolaite Import and Export Trading Co. Ltd ve Türk mallarını ve ticaretini teşvik etme konusundaki katılımları, ticari çıkarların ve siyasi etkinin iç içe geçmesini daha da derinleştirmektedir.

Okumadan Geçme  Doğu Londra'da bir Camii, Uygur soykırımı soruşturması için 54.000 Euro topladı

Bu iddiaların ortasında, UYSİD ve üyelerinin ÇKP’nin etnik politikalarıyla uyumlu olduğuna dair eleştiriler olmuştur. Sabir Boğda’nın Doğu Türkistan bağımsızlık yanlısı unsurların seslerini görmezden gelerek ÇKP’nin anlatısını savunması, tepki ve sosyal medya protestoları çekti. Bununla birlikte, bu tür eleştirilerin Boğda’yı ve ortaklarını ÇKP ile ilişki kurmaya ve gündemini desteklemeye devam etmekten caydırmadığı görülmektedir.

Türkiye’deki Uygur örgütlerinin, özellikle de UYSİD’in faaliyetleri, ÇKP tarafından yönetilen karmaşık bir etki ağını ortaya koymaktadır. Sabir Boğda ve Volkan Öztürk gibi kilit figürler aracılığıyla ÇKP, iş ağlarını işbirliği yapmayı, anlatısını yaymayı ve Türkiye’deki Uygur diasporası üzerindeki kontrolünü sürdürmeyi başardı. Ekonomik çıkarlar, siyasi hizalanmalar ve insan hakları endişeleri arasındaki etkileşim, Türkiye’deki Uygur sorununa nüans katmanları ekliyor. Dünya, Uygurların kötü durumunu nasıl ele alacağı ve hakları için nasıl mücadele edeceği ile uğraşırken, bu karmaşık dinamikleri anlamak, etkili bir yanıt formüle etmede çok önemli hale geliyor.

Okumadan Geçme  Uygur Hareketi, Georgetown Öğrencilerinin Uygurlar için Yaptığı Savunuculuğu Övdü

Kaynak: https://voicesagainstautocracy.org