DUK, X’te yayınladığı bir yazıda, “Protesto, Uygurlara karşı devam eden zulmü vurgulamayı amaçladı ve uluslararası toplumu bu suçları ele almak için anlamlı adımlar atmaya çağırdı.” ifadelerine yer verdi.
Today, on December 9th, in commemoration of Uyghur Genocide Remembrance Day, the World Uyghur Congress held a protest in front of the Broken Chair monument near the United Nations in Geneva. The protest sought to highlight the ongoing atrocities against Uyghurs and urged the… pic.twitter.com/R4BUfI0hA5
— World Uyghur Congress (@UyghurCongress) December 9, 2024
DUK Gençlik Komitesi ayrıca küresel gençliği Uygurlara yönelik zulme karşı tavır almaya çağırdı. X’te DUK, “Dünyanın dört bir yanından gelen gençler, uluslararası topluma sessizliğini bozmasını ve Uygur soykırımına karşı hemen harekete geçmesini hatırlatmak için bir araya gelerek “Sessizlik Suç Ortaklığıdır” vurgusunu yaptı. Dünya Uygur Kongresi, Uygur halkına yönelik devam eden soykırıma karşı sosyal medya ve diğer platformlarda seslerini yükselten herkese şükranlarını ifade etti.”
Uygur Soykırımını Anma Günü, esas olarak Çin’in işgali altındaki Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur halkını onurlandırmak için kutlanmaktadır. Gün, soykırım, toplu gözaltı, zorla çalıştırma, zorla asimilasyon ve diğer insan hakları ihlalleri iddiaları da dahil olmak üzere Uygur nüfusunun Çin hükümetinin politikaları altında karşılaştığı devam eden zulümler hakkında farkındalık oluşturmayı amaçlamaktadır.
Son yıllarda uluslararası dikkatler, milyonlarca Uygur’un “yeniden eğitim kamplarında” alıkonulduğu, zorla kısırlaştırmaya, ailelerin ayrılmasına ve yoğun gözetime tabi tutulduğu bildirilen Doğu Türkistan’daki duruma çekilmiştir. Bu eylemler çeşitli hükümetler ve insan hakları örgütleri tarafından soykırım ve insanlığa karşı suç teşkil eden eylemler olarak tanımlanmıştır.
Ancak Çin hükümeti bu suçlamaları reddederek kampları aşırıcılık ve terörizmle mücadeleyi amaçlayan mesleki eğitim merkezleri olarak tanımlamaktadır. Birleşmiş Milletler, insan hakları örgütleri ve bazı hükümetler de dahil olmak üzere uluslararası kuruluşlar bu durumu devam eden bir soykırım ya da insanlığa karşı işlenen suçlar olarak nitelendirmiştir.