Konya’da doğdu; bu şehrin tanınmış din âlimlerinden Zâr Efendi Medresesi müderrisi Hacı Veyis Efendi’nin oğludur.
İlk öğrenimini ve hıfzını babasının yanında yaptı; daha sonra Bekir Sâmi Paşa Medresesi’ne girdi. Burada, başta Şeyh Mehmed Bahâeddin Efendi olmak üzere çeşitli hocalardan, bu arada şeyhin oğulları Zeynelâbidin ve Ahmed Ziyâ efendilerden ders görüp icâzet aldı (1904).
Son zamanlarında öğrencilerine o günleri sitayişle anlatan Hacıveyiszâde’nin, “Mehmed Fahreddin (Kulu) Efendi ile birlikte Mehmed Bahâeddin efendimizin sâhib-i tertîb cemaati idik” dediği bilinmektedir. Bununla, medresenin güneyindeki İplikçi (Altunabâ) Camii’nde imamlık yapan hocalarına, camiye devamlarının yanında mânevî terbiye ve ilim tahsili hususunda da bağlı olduklarını anlatmak istemiştir.
Hacıveyiszâde, medreselerin bina, yönetim ve programlarının günün şartlarına uygun hale getirilmesi amacıyla İstanbul’da alınıp uygulanan bazı tedbirlerin taşraya da yansıması sonucunda Konya’da 1909 yılında kurulan Islâh-ı Medâris-i İslâmiyye Cemiyeti tarafından Bekir Sâmi Paşa Medresesi binasında birtakım yeni ilâve ve düzenlemeler yapılarak açılan (1910) ve kısaca “Islah” olarak bilinen yeni medresede, bu müessesenin I. Dünya Savaşı sırasında kapanmasına kadar Arapça ve dinî ilimler okuttu.
Kurucu soyadını alan Hacıveyiszâde Mustafa Efendi 1940’lı yıllarda Pîrî Mehmed Paşa Camii’nde, 1950’den itibaren de Aziziye Camii’nde imam-hatiplik yapmış, ayrıca çeşitli cami ve hapishanelerde vâiz olarak hizmet vermiştir.
Daha sonra Konya İmam-Hatip Okulu’nda Arapça, tefsir, hadis, fıkıh derslerini okutmuş, pek çok din âliminin o günlerde yadırgayarak baktığı bu okulların önemini önceden kavrayıp Konya’nın dinî hayatına yön veren kişiler arasında yerini almıştır. Hocalığı sırasında öğrencilerine maddî ve mânevî yardımda bulunan Hacıveyiszâde ayrıca okul, kurs binası, öğrenci yurdu, hastahane, aş ocağı, yol yapımı gibi pek çok alanda hizmet veren derneklere, vakıflara faal üye olarak katılmıştır.
Öte yandan İmam-Hatip Okulu’na giremeyen pek çok gence Arap dili ve edebiyatı, tefsir, hadis, İslâm hukuku ve akaid dersleri okutmuştur. Sahâbeye dair geniş bir nesep bilgisine sahip olan ve Ehl-i beyt’i çok seven Hacıveyiszâde, vaazlarında cemaate devamlı olarak Hz. Peygamber’in izinden gitmeyi tavsiye eder, her konuşmasında mutlaka Asr-ı saâdet’i anlatır, ashaptan örnekler verir ve meclisi daima canlı tutardı.
Hacıveyiszâde 5 Şubat 1960’ta vefat etti ve ertesi gün şehrin güneydoğusundaki Üçler Kabristanı’na defnedildi. Adına yaptırılan ve Ekim 1995’te ibadete açılan büyük bir cami-külliye ile şehirdeki birkaç küçük kütüphane onun hâtırasını yâda vesile olmaktadır.
Hacıveyiszâde Mustafa Efendi güler yüzlü, hoşsohbet, karşısındakinden iltifatını esirgemeyen, mert ve dürüst, affedici ve birleştirici bir insandı. Camiye gidip gelirken esnaf arasında gördüğü hoş olmayan davranışları düzeltmeye çalışırdı. Onun insanları kırmadan kötülüğü önlemeye çalışan tutumu bugün dahi birçok kişi tarafından anılmaktadır. Hacıveyiszâde’nin basılmış herhangi bir eseri yoktur.
Kaynak: TDV İslâm Ansiklopedisi
Merhum HACI VEYİSZADE MUSTAFA KURUCU EFENDİ’NİN UNUTULMAZ DUASI
Yastığım seccade olsun, uykum namaz kılsın, soluğum zikir çeksin Allah’ım. Ayağımdan başıma, doğduğumdan bu yaşıma bütün günahlarıma tövbe yâ Rabbi!
Öleceğime bütün kalbimle inanıyorum,
Azrail‘i karşıma güler yüzle çıkar yâ Rabbi!
Gözümün ışığını, beynimin dimağını, elimin, kolumun, ayaklarımın direncini, tüm vücudumun güç ve kuvvetini elimden alma yâ Rabbi!
Bakışım ibâdet, sükûtum tefekkür olsun. Konuşmam zikir yapsın. Göz açıp kapayıncaya kadar bizi nefsin elinde bırakma yâ Rabbi!
Her nefeste dilimi zikirden, kalbimi şükürden, beynimi fikirden ayırma yâ Rabbi!
Aileme kötülük yapmak isteyenlere mani ol Allah’ım.
Allah’ım, günahlarını affettiğin sıddıklardan eyle. Onların sohbetlerine, zikirlerine ilhak eyle yâ Rabbi!
Yeni doğmuş sübyan gibi karşına çıkarmayı nasip eyle! Bizleri salih kulların arasına katıver. Defterimin kapanmayacağı hayırlar yapmayı nasip et. Naim cennetinin vârislerinden eyle. Annemi ve babamı affet. Kabirde yüzümü kara çıkarma yâ Rabbi!
İçtiğimiz, bu dünyada ‘Zemzem’, öbür dünyada ‘Kevser’ olsun.
Geçtiğimiz, bu dünyada ‘doğru yol’, öbür dünyada ‘Sırat’ olsun.
Aldığımız, bu dünyada ‘güzel âhlâk örneği’, öbür dünyada ‘nurlu berat’ olsun.
Girdiğimiz, bu dünyada ‘Mekke-Medine’, öbür dünyada ‘Cennetü’l âlâ’ olsun.
Gördüğümüz, bu dünyada ‘Beytullah, Ravza-i Mutahhara, Mina, Arafat, Müzdelife, Uhud’ olsun, öbür dünyada ‘Cemalullah’ olsun.
Azığımız, hem bu dünyada hem öbür dünyada ‘takva, güzel amel, güzel ahlak” olsun
Sofralarımız, ‘ilim sofrası‘ olsun.
Dostlarımız, bu dünyada ‘Hak dostları, âlimler, dervişler’ öbür dünyada da ‘Peygamberler Ordusu’ olsun inşallah!
Lâ İlâhe İllâllah. Kalbimizi Karartma!
Lâ İlâhe İllâllah. Rızkımızı Daraltma!
Lâ İlâhe İllâllah. Bizi imansız bırakma!
Lâ İlâhe İllâllah. Kabirde bizi bunaltma!
Lâ İlâhe İllâllah. Kendi kapından başka kapı aratma.
Lâ İlâhe İllâllah. Kendine kul, Habibine ümmet olmaktan bizi bir an bile ayırma.
Lâ İlâhe İllâllah. Hesapsız sabır ver.
Lâ İlâhe İllâllah. Azapsız kabir ver bizlere Allah’ım.
Âmin.
El-Hâc Veyiszâde Mustafa Kurucu Efendi’yi rahmetle anıyoruz.