Mir Kamil Kaşgarlı
Biliyorsunuz Uygurlar yok olmak üzeredir. Özellikle 2017’den bu yana Doğu Türkistan’da Nazi kamplarının açılmasıyla asimilasyonun hızı benzeri görülmemiş bir düzeyde artarken, anavatanda Çinlilerle evlilik yaygınlaşıp, yurtdışında da yerel halkla evlilikler moda haline gelmişken, milletinin geleceğini düşünen her Uygur’un, neslini devam ettirmek için Uygur’un Uygur’la evlenmesinin dini bir görev gibi farz olduğunu gerçekten anlaması gerekiyor.
“Aşık oldum” gibi bencil ve yüzeysel bahanelerle, nefsani istekleri milletinin gelecekteki varlığının önüne koymanın, kısacası kurtarmak istediği milletin kız yiğitlerine gönlünde küçücük bir yer bile açamayıp, nefsinin kölesi olarak yabancılarla evlenip Uygurların daha hızlı yok olmasına katkıda bulunmanın, tam olarak millete ihanetin başka bir türü olduğunu ne zaman öğreneceğiz?!
Unutma! Bu milletin gelecekteki varlığını korumanın tek bir yolu var, o da Uygur’un Uygur ile evlenmesidir. Yoksa bu gidişle 10-15 sene sonra Uygurları ancak kitaplardan okur hale gelirsin.
Şunu da unutma!
Ne Bazı Terk Edişler Sevgisizliktendir, Ne de Bazı Kalışlar Sevgidendir.
Mecbur kalmak diye bir şey de vardır ki, gönül şehvetini milli ve manevi tüm değerlerin üzerine koyduğunda; ne dini, ne Allah’ı, ne ahireti gözetmeden aşk denilen gönül şehvetine köle olduğunda, bu şehvet ellerini, ayaklarını, kalbini, aklını ve hatta gözlerini zorla bağlar.
Binlerce asil ve değerli Uygur kız yiğitleri varken, bir soysuz, yabancı bozuk kancık’a yaltaklanan yalaka it olabilmek için ailenden, sevdiklerinden, gelecekteki millet neslinin temizliği ve varlığından ve de ana dilini koruma gibi milli sorumluluklardan yüz çevirirsen, sonsuza dek haysiyetsiz, onursuz, nankör it olarak kalırsın.
Beddua mirasın ve milletinin laneti kısmetin olur.
Kim olursan ol ama şehvetin iti olma.