Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Kızıl Çin’in Doğu Türkistan’daki vahşet örneği: URUMÇİ KATLİAMI

Türkistan toprakları, ikibin ikiyüz

Türkistan toprakları, ikibin ikiyüz yıllık geçmişi ile dünyanın en önemli ve köklü medeniyetlerine ev sahipliği yapmıştır. Batıda Hazar Denizi ve Ural Dağları’nın güney kısmına, kuzeyde Sibirya’ya, güneyde İran, Afganistan ve Tibet’e, doğuda Çin ve Moğolistan’a sınır olan Türkistan, oldukça geniş bir sahaya sahiptir.

 Doğu Türkistanda yaşayan 35 Milyon Uygur Türküne komünist Çin asimilasyon politikaları izlemektedir. 1876 yılından beri Çin işgali altında ezilen Şarki Türkistan’ın adı işgal sonrası Çince “ yeni fethedilmiş topraklar” manasına gelen Sincan ismiyle değiştirilmiştir. Bunu kabul etmek işgali kabul etmek anlamındadır. Bu tarihten itibaren Çin Uygur Türklerine insanlık dışı uygulamalar yapmıştır. Halen de devam etmektedir. Bu uygulamalar ;
Zorunlu göç ettirilme ve bölgeye Çinli nüfus ithali,
Kültürel ve dini yasaklar ve kısıtlamalar,
Eğitim, ekonomi ve sağlıkta kısıtlamalar,
Zorunlu kürtaj,

Toplama kampları kurarak, buralara kapattığı kişilere baskı, tecavüz ve işkence ile soykırım uygulamak
Nüfusa kaydetmeme suretiyle vatandaşlık hakkından mahrumiyet,
Barışçı gösterilerin yargısız infaz fırsatlarına dönüştürülmesi,
Keyfi gözaltılar ile seri ve adil olmayan yargı süreçleri sonunda idamlar,
Nükleer denemelerin bölgede sürdürülmesi.

Peki ne olmuştu 5 Temmuz 2009 tarihinde?

Doğu Türkistan’da bir Çin fabrikasında Çinli bir işçinin işine son verilir. Fabrika bir süre sonra işgücü açığını kapatmak için yaşları 15-20 arasında değişen ve nedense güzel olmaları ön şart olan 150 civarında Uygur kızını işe alır. İşten atılan Çinli bir süre sonra fabrikaya dönerek iş bulamadığını ve eski işine dönmek istediğini söyler. Fabrikanın yöneticileri Uygur Türklerinden daha ucuz işgücü ile işçi çalıştırdıklarını söyleyerek Çinli işçiyi kovarlar.

Okumadan Geçme  Çin’in aldatması çoktur!

Çinli işçi kendisi gibi Çinli olan birkaç arkadaşını da yanına alarak fabrikanın bu tavrının intikamını iki Uygur kızına tecavüz ederek alır! Bunun üzerine fabrikanın Uygur çalışanları ile Çinli işçiler arasında çatışma çıkar ve 273 Uygur Türkü öldürülür.
Uygur Türkleri Çin hükumetinin fabrikada yaşanan katliamı tarafsız ve adil şekilde değerlendirmesi için bir süre beklerler.
Ancak, Çin ırkdaşlarından yana bir tavır sergileyerek olayın üzerini kapatmaya çalışır.

Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’de ağaca sığınan bir Uygur genç kız ve ağacın altındaki Han Çinlileri

Bunun üzerine Kaşgar’dan gelen 2000 civarında Uygur Türkünün katılması ile beş – on bin kişilik bir Uygur topluluğu Urumçi’de yaşanan fabrika katliamı ve tecavüzün hesabını sormak ve adalet istemek üzere bir gösteri düzenler. Herhangi bir taşkınlığa sebebiyet vermeden Çin hükümetinden olayın araştırılmasını ve suçluların cezalandırılmasını talep ederler. Çin polisi ve askeri bu sivil eyleme şiddetle karşılık verir. Ve ilk anda Uygurları korkutmak ve dağıtmak için eylemin en önünde oturma eylemi yapan ikisi kız üç kişiyi herkesin gözleri önünde başlarından vurarak öldürür. Oluşan panikte kalabalığın üstüne silahlarla yürüyen Çin polisi onlarca Uygur Türkünü öldürerek ve yaralayarak kalabalığı dağıtır.

Okumadan Geçme  Çin’e giden Malezya başbakanı Enver İbrahim, Müslüman Uygurlara ihanetle suçlandı

Yaşananların  üzerine bu sert tavır tuz biber eker ve Urumçi’nin değişik semtlerinde toplanan Uygur Türkleri şehir merkezine doğru yürüyüşe geçerler. Bu sırada yol boyunca karşılaştıkları Çinlilerle kavgalara tutuşurlar. Araçları devirir ve ateşe verirler.

Tüm bu olaylar yaşanırken emniyet güçleri her yerde olduğu halde iki gurup arasındaki sokak kavgasına müdahale edilmez ve adeta göz yumularak olaylar kışkırtılır.

İş içinden çıkılmaz bir hal aldığında emniyet güçleri kontrolsüz şekilde ateş ederek Uygur Türklerinden pek çoğunu sokak ortasında öldürür. Bu saldırıda Kaşgar’dan gelen Uygurlarla birlikte yaklaşık 2000 Uygur Türkü aynı yerde öldürülür. Hemen ardından itfaiye araçları ve çöp araçları gelir. Öldürülen Uygurlar çöp araçlarına doldurulur. Sokaklar itfaiye araçlarınca temizlenir. Görgü tanıklarının anlattığına göre sokaklarda ne kan izleri ne de kafalarından vurulmuş Uygurların parçalanmış beyinlerinden hiçbir iz kalmaz.

Tüm bunların ardından şehrin telefon, internet ve elektrik altyapısı  kapatılır. Akşam saat 10.00’da elektrikler verilir ve sabaha kadar sürecek ev baskınları başlar. Kar maskeli Çin askerleri teker teker Uygur evlerini basarak çocuk, kadın, erkek ayırmaksızın gözaltılar yapar. Direnenler evlerinde çocuklarının gözleri önünde öldürülür.

Geri kalanların sabah polise yaptığı başvurular baskınları yapanların polis olmadığı bu nedenle terör eylemi olarak kayıt altına alınacağı ve götürülenlerin kayıp olarak değerlendirileceği yanıtını alırlar. O gece götürülenlerden bir daha evine dönebilen olmaz. Bir kısmının ölüsü teslim edilir ailelerine bir kısmının ölüsüne dahi erişilemez.

Okumadan Geçme  Uygur Hareketi'nden çağrı: Tesla Uygur Köle Emeğini kullanmayı bırakmalı

Bir gün sonra Çinliler arkalarına Çin askerlerini de alarak Uygur bölgesine saldırıya geçerler. Önde Çinli halk arkalarında ise onları koruyan Çin askerleri Uygurların işyerlerine, evlerine saldırırlar ve yakalayabildikleri Uygurları sokak ortasında öldürürler. İlginç olan ise Çinli saldırganların hepsinin elinde Çin polisinin kullandığı coplar vardır ve hepsine aynı tip sopalar dağıtılmıştır.  

Olayların yaşandığı 5 Temmuz tarihinden sonra da Çin zorunlu göç çalışmalarına ara vermiyor. 4 Ağustosta 750 Uygur kızı Çin bölgesine zorunlu çalışmaya gönderiliyor. Çocuklarını vermek istemeyenler alınlarında silah kabzasını buluyor.

5-6 Temmuz tarihinden sonra 30.000 Kişi gözaltına alınıyor, gözaltına alınanlardan 18.000’i öldürülüyor. Geri kalan 12.000 kişi halen kayıp. Çin hükümeti bu kişilerin nerede olduğunu bilmediğini söylüyor. Öldürülen Çinli sayısı 200’e yakın. 

Doğu Türkistan’da halen tutuklamalar ve ev baskınları -siz bu satırları okurken de- hızla devam ediyor. 

Resmi rakamlar da yalan söylemeye…

“Ölü sayısı 197, yaralı sayısı 1720!”

5 Temmuzu unutmak ihanettir. Doğu Türkistan’ı, Uygur Türklerini unutmak ihanettir.

Bir millet komünist Çin tarafından yavaş yavaş yok ediliyor ve bütün dünya, bütün ümmet sessiz bir şekilde bunu seyrediyor.

Yüz yılda tam 70 milyon şehit vermiş Doğu Türkistan…

Bu rakam; Filistin’de, Irak’ta, Afganistan’da, Suriye’deki şehitlerin tam on katı…

Doğu Türkistanı unutma, unutturma…

Unuttuğun zaman insanlığını, Müslümanlığını, Türklüğünü de unut ki, ben insanım, ben Müslümanım, ben Türküm diye ortada dolaşma…

Kaynak: vadetamam.blogspot.com