Yücel Tanay
Türkistan’ın ne anlama geldiğini hemen, hemen her Türk biliyor, bu nedenle Türkistan kelimesini açıklamaya çalışmayacağım. Türkistan bugün, Batı Türkistan, Doğu Türkistan ve Güney Türkistan diye çoğrafi bölümlerden oluşur.
Uluğ Türkistan’ın en büyük parçasında bugün Türk kökenli cumhuriyetler yer alır, Doğu Türkistan ise Çin işgali altındadır, Güney Türkistan’ın ise Afgan işgali altında bir Türk yurdudur.
Türkistan’ın parçalanma tarihi Rusların Türkistan coğrafyasına ilk keşif seferleri 1600’lerin sonlarıdır.
Ruslar Türkistan fetih işine ilk olarak Kazak ordalarının ortadan kaldırılması ile başladılar. Rus Çarı 1. Petro “Kazakların ordaları bütün Asya memleketlerinin anahtarı ve kapısıdır. Ordalar, Rus himayesi altına alınmalı ki, bunlar vasıtasıyla diğer bütün Asya memleketleriyle irtibat kurulabilsin ve Rusya için faydalı ve uygun tedbirler alınabilsin” diyordu.
Rus çarlığının Türkistani fetih detaylarına fazla değinmeyip bizim için asıl önemli olan Türkistan’ın, yani Türkistan milli kimliğinin parçalanmasını irdeleyeceğiz.
20. yüzyılın başlarına kadar ortak dil ve ortak dine dayalı Türkistanlı ve Müslüman kimlikleri vardı. Sovyetler Birliği döneminde bu birleştirici Türkistanlı ve Müslüman kimliklerinin yerine ayrıştırıcı Kazak ve Özbek kimlikleri öne çıkartıldı. Bir taraftan da birleştirici unsur olarak yapay bir kimlik olan Sovyet kimliği dayatıldı.
Sovyet-Rus emperyalizminin ilginç tarafı; bir taraftan milliyetçiliği geliştirirken, öbür taraftan yasaklamış olmasıydı. Şekil olarak milliyetçi, içerik olarak komünist idiler. Sovyet marşının anlattığı gibi, “Sovyetler Birliği, özgür cumhuriyetlerin ulu Rus halkı tarafından ebediyete kadar pekiştirilmiş birlikteliği” idi. Fakat Sovyetler Birliği çökünce onunla birlikte Sovyet kimliği de yıkıldı.
Türkistanlı kimliğini parçalayan Rusların Türkistan ulusal kimliğine enbüyük zararları Türkistanlılık ve Türklük yerine Kazaklık, Özbeklik, Kırgızlık, Türkmenlik kimliğinin ortaya çıkmasına yardımcı oldular. Hâlbuki Türkistan’da yaşayan Özbek, Kazak, Kırgız, Türkmen ve diğerleri başlı başına birer millet değildirler, hepsi de bölünmez Türk ulusundan, Türk milletindendirler.
Batı Türkistan’da kurulan Türk cumhuriyetlerinde Türkistanlılık milli kimliğini yeniden canlandırmak için öncellikle bir konfederasyon altında birleşmeleri şarttır, öncellikle birleşme Latin alfabesi ve İstanbul Türkçesinin üst Türkçe kabul edileceği şekilde olmalıdır.
Büyük Türkistan’ın Doğu’sunu işgal altında tutan Çin halk cumhuriyeti denen sömürgeci ülke tarih boyunca Türk milletinin ezeli ve ebedi düşmanıdır. Çin Tarih boyunca Türk milletine karşı olan kin, nefret ve intikam duygusundan bir an olsun ayrı düşmemiştir. Doğu Türkistan’ın 1949 yılında Çin işgaline düşmesi de, Çin’in Türk milletinden intikam almak isteme duygusunun bir tezahüründen başka bir şey değildir.
Doğu Türkistani işgal eden Çin ilk olarak buranın isminin ‘’Xinjiang’’ diye değiştirerek Türkistan milli kimliğini parçalama yoluna gitti. Ama Çin’in tüm uğraşlarına rağmen Doğu Türkistan kimliği çok güçlüdür, Çin asimilasyon ve politikalarına direnen bir kimliktir.
Çin işgalindeki Doğu Türkistan’la ilgili Türk kamuoyunda kayda değer bir hassasiyet var. Ne yazık ki büyük bir bölümü bugünkü Afganistan topraklarında kalan Güney Türkistan’la ilgili aynı hassasiyetten bahsetmek çok zor.
Güney Türkistan ise bugün Afganistan denen ülkenin işgali altındadır. Buradaki Türkler arasında da Türkistanlılık kimliğinin sahiplenmesi konusunda büyük bir uyanış vardır.
Afganistan’ın işgali altında bulunan Güney Türkistan’da Peştunlar, yürüttükleri Peştunlaştırma faaliyetleri kapsamında Türklere olmadık zulüm ve baskılar uyguladılar. Güney Türkistan’a yönelik sistematik olarak iskan faaliyeti yürüttüler. Sulama için kullanılan su yolları önce Peştun köylerine sonra Türk köylerinden bırakılmaktaydı. Yaklaşık 250 yıldan beri, Afganistan merkezi yönetimi Peştunların elindedir ve merkezi hükümet en hafif ifadeyle Güney Türkistanlılara zulmetmiştir. Güney Türkistanlıların Afganistan devletinde azınlık olarak yaşamasını gerektirecek hiçbir sebep yoktur.
Güney Türkistan, Afganistan’ın geriye kalan kısmıyla dil, tarih, kültür ve gelecekle ilgili hiçbir şekilde ortak paydaya sahip değildir. Güney Türkistan, Afganistan’ın bir parçası değil; Türkistan’ın bir uzvudur.
Türkistanlılar artık, Özbeklik, Kazaklık, Türkmenlik, Kırgızlığı bir yana bırakarak Türkistan milli kimliğine sahip çıkmalı, komşu güçlerin Türk boylarını birbirine düşürmek için ortaya attığı fitnelere kanmamalıdır.