Nöbetçi Eczaneler
Dünya Uygur Kongresi ve diğer Uygur kuruluşlarının yazdığı açık mektupta: “Profesör İlham Tohti, Çin’deki insanların temel haklarının ciddi şekilde ihlal edilmesi ve artan baskı karşısında Uygur halkının haklarını savunarak hayatını daha adil bir toplum inşa etmeye adadı” denildi. “Trajik bir şekilde, adalet konusundaki sarsılmaz kararlılığı Çin hükümeti tarafından bir tehdit olarak görüldü ve 14 Ocak 2014’te “ayrılıkçılığı kışkırtmak” suçlamasıyla tutuklandı. İnsan haklarına yaptığı katkılardan dolayı 2019’da Avrupa Parlamentosu tarafından Sakharov Ödülü’ne ve 2019’da Vaclav Havel Ödülü’ne layık görüldü ve kararlılığı “insan hakları mücadelesinde umut ve ilham veriyor.”
Peter Pavel’a yazılan bu açık mektupta ayrıca, 2017 yılından itibaren keyfi olarak gözaltına alınan veya kaybolan Uygur aydınları arasında doktor Gülşen Abbas, Rahile Davut, doktor Taşpolat Teyip, doktor Halimurat Gopur gibi isimler örnek verilerek, Uygur halkının karşı karşıya kaldığı soykırım ve Çin’in baskı politikalarını durdurmak için uluslararası dikkat ve girişime acil ihtiyaç duyduğu özellikle vurgulanmıştır.
Elliye yakın kuruluşun imzasını taşıyan bu mektupta; son yıllarda, Uygurların insan hakları hareketinin giderek uluslararası alanda tanınmaya başladığı vurgulanarak, “Profesör İlham Tohti ve Dünya Uygur Kurultayı’nın aday gösterilmesi, Uygur alimleri ve Uygur kuruluşlarının insan haklarını koruma ve demokrasiyi ilerletme, insan hakları ve insan onuru için durmaksızın çaba gösterdiklerinin kabul edildiği” ifade edildi.
Şimdiye kadar Uygur örgütleri, Uygur İnsan Hakları Projesi, 2022 yılında Uygur Hareketi, 2023 ve 2024 yıllarında Dünya Uygur Kongresi ile Kanada, Norveç ve İtalya’dan milletvekilleri ve senatörler Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi. Dünya Uygur Kongresi’nin eski başkanı Rabia Kadir de birkaç kez Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi.