Guardian’da yer alan habere göre, 32 yaşındaki İkram Nurmehmet’in 27 Ekim’de Ürümçi halk mahkemesinde yargılandığını ve “terörist” faaliyetler düzenlemek ve “Doğu Türkistanlı ayrılıkçı” bir gruba katılmakla suçlandığını öğrenildi.
Çinli işgalciler, Doğu Türkistan’ın bağımsızlığını savunan Doğu Türkistan İslami Hareketi’ni 1990’ların sonundaki bir dizi saldırıdan sorumlu tutuyor ve benzer grupları ayrılıkçı bir tehdit olarak görüyor. Nurmehmet iddiaları yalanladı ve herhangi bir karar açıklanmadı.
Eserlerinde Uygur kahramanları canlandırmasıyla tanınan Nurmehmet, altı yıl boyunca Türkiye’de Marmara Üniversitesi’nde film yapımcılığı eğitimi aldı ve bu yüzden işgalci Çin’in hedefi haline geldi.
Nurmehmet’in duruşma sırasında “20 gün boyunca karanlık odada tutulduğunu ve fiziki işkenceye maruz kaldığını” söylediği, gözaltındayken baskı altında yalan itiraflarda bulunduğunu ifade ettiği öğrenildi. “Türkiye’de bulunduğum süre içerisinde hiçbir terör örgütüne veya herhangi bir siyasi faaliyete katılmadım” dedi.
Duruşmaya Nurmehmet’in Pekin’deki evinde tutuklanıp mayıs ayında Doğu Türkistan’a getirilmesinden bu yana kendisiyle görüşemeyen eşi, annesi ve babası da katıldı.
Nurmehmet’e yakın kaynaklara göre, Nurmehmet’in avukat seçimi reddedildi ve kendisini devlet tarafından atanan bir avukat tarafından temsil ediliyor. Avukat, aile üyelerine sekiz yıldan fazla hapis cezası beklemelerini ve kararın “bir hafta veya yıllar sonra” herhangi bir zamanda açıklanabileceğini söyledi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Asya bölümünün direktör yardımcısı Maya Wang, özellikle Doğu Türkistan’da sanığın siyasi suçlamalarla karşı karşıya olduğu durumlarda işkence uygulanmasını “rutin” olarak nitelendirdi. Çin yasalarında, işkence altında alınan her türlü itirafın duruşmada hariç tutulmasını öngören bir dışlayıcı madde bulunmasına rağmen, bu kuralın “gerçekte pratikte işlemediğini” söyledi.
Nurmehmet’in destekçileri, BM’nin keyfi gözaltılarla ilgili çalışma grubuna daha fazla bilgi talep etmek ve onun adına savunuculuk yapmaya devam etmek için bir dilekçe sunmaya çalışıyor.
Uygur İnsan Hakları Projesi’nde araştırma ve savunuculuktan sorumlu direktör yardımcısı Peter Irwin, Uygur entelektüellerine ve kültürel elitlere yönelik zulmün bildirilen vakalardan daha yaygın olabileceğini söyledi. Nurmehmet’in durumunda, onun Türkiye’de okuduğu için mi, yoksa kültürel bir figür olarak statüsü nedeniyle mi hedef alındığını bilmenin zor olduğunu söyledi.
“Türkiye’ye gidip ceza alan çok sayıda insan var. Bazı yönlerden, bu film yapımcısının çalışması aracılığıyla yaptığı şey ( Uygurları insanileştirmek ve Uygurlar ile Çinliler arasındaki iletişimi [kolaylaştırmak)) bence hükümet bu tür şeylerden şüpheleniyor ve endişeleniyor.”
Kaynak: The Guardian