Doğu Türkistan’da resmi ve gayri resmi kamu alanlarında Ramazan’dan bahsedilmiyor

Sosyal medyada yer alan haberlere göre Doğu Türkistan’da gıda pazarları ve düğün mekanları ramazan ayında da her zamanki gibi hareketli oluyor. Çarşıdaki yoğunluk akşama kaydırılırken, Ramazan ritmi nedeniyle düğünler de Ramazan sonrasına ertelendi. 

Resmi medyada ve sosyal medyada Ramazan’a dair herhangi bir haber bulunmadığı için RFA muhabirleri Doğu Türkistan’daki ilgili yetkilileri konu ile ilgili görüşmek için aradı. Yining İlçesinden telefona cevap veren bir köy kadın müdürü sorulardan kaçınarak oruç tutmadığını belirttikten sonra kendi bölgesinde yaşayanların da aynı durumda olduğunu söyledi. Yining Şehrindeki bir köy polisi, Ramazan ayı boyunca siyasi çalışmaların sürdüğünü ancak bu çalışma ve toplantılarda Ramazan’dan bahsedilmediğini belirtti. Bölge sakinlerinin oruç tutamayacak kadar “bilinçli” olduklarını öne süren memur, bazı yaşlı sakinlerin oruç tutmalarına izin verilip verilmediği sorulduğunda yanıtsız kaldığını açıkladı. 

Alt kademeden bir kadronun, oruç tutmaya izin verilip verilmeyeceğine dair soruya üstten gelen tebligatın ardından cevap vereceğini söylediği ancak şu ana kadar herhangi bir cevap vermedi.

Ramazanla ilgili bu sessizliğin nedenini öğrenmek için İli Valiliği Parti Komitesini arayan RFA muhabiri, bir partili, bu yıl Ramazan ayı için herhangi bir toplantı yapılmadığını, herhangi bir tebliğ yayınlanmadığını ve herhangi bir düzenleme yapılmadığını söyledi. Bu birimdeki bir diğer yetkili ise, Ramazan ayına ilişkin herhangi bir tebliğ yapılmamasının nedeni konusunda meslek yetkililerinin bilgilerinin olduğunu ancak bilgi sahibi olmadıklarını söyledi.

Norveç’te yaşayan “Uygur Adli Arşivi” lideri Bahtiyar Ömer, Çinli yetkililerin Ramazan’ı resmi mekanlarda veya medyada konuşmamasının nedenleri üzerinde şunları kaydetti. Çin tarafının, uluslararası kamuoyunun Ramazan’a ilişkin inceleme ve eleştirilerinden kaçınmak için bu konuyu uzun süre medyanın gündeminden uzak tutmuş olabileceğini söyledi. Bahtiyar Ömer ayrıca, etnik ve dini geleneklerden dolayı 2017 yılında başlayan büyük zulüm nedeniyle insanların ciddi şekilde etkilendikleri için oruç tutmaya cesaret edemediklerini söyledi. Bunun üzerine yetkililer, oruç tutulmasına karşı bir emir çıkarmaya gerek olmadığını tespit ederek, konuyla ilgili kamuya açık bir yasak açıklamadı. Hatta görevdeki kadrolar bile bu konuda yol göstermekten çekinmedi.

Telefon görüşmelerinde isminin açıklanmasını istemeyen bir yetkili, resmi duruşmalarda oruç tutup tutmayacağına dair hiçbir şey söylenmemesine rağmen Ramazan ayında izleme ve denetimin güçlendirilmesi için hukuk departmanında gizli bir tebliğ bulunduğunu ve bunun sonucunda da bu durumun ortaya çıktığını söyledi. Bu tebliğin ardından daha önceki yıllarda olduğu gibi oruç tutulması da kısıtlandı.