Perşembe günü Gazze’deki ateşkes müzakerelerindeki son gelişmelerle ilgili olarak yaptığı kayıtlı konuşmada el-Haya, herhangi bir anlaşmanın Filistin halkına yönelik saldırıların kapsamlı bir şekilde durdurulmasını, Philadelphia ekseni de dahil olmak üzere Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmeyi, yerinden edilmiş kişilerin serbestçe geri dönmesini, Filistinlilere yardım edilmesini, işgal tarafından yıkılan yerlerin yeniden inşasını ve ciddi ve gerçek bir esir değişimi anlaşmasını içermesi gerektiğini vurguladı.
Hamas’ın, ABD Başkanı Joe Biden’ın Mayıs sonunda yaptığı açıklama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 2 Temmuz’da kabul ettiği 2735 sayılı kararının ardından üzerinde mutabık kalınan hususlara bağlı olduğunu da sözlerine ekledi.
El Haya, Hamas’ın yeni kartlara ihtiyacı olmadığını ve herhangi bir taraftan gelecek önerilerin esas olarak Netanyahu ve faşist hükümetini üzerinde anlaşmaya varılanları uygulamaya zorlamaya ve sıfır noktasına geri dönmemeye ya da Netanyahu’nun istediği kısır döngüde dönüp durmamaya bakması gerektiğine işaret etti.
Başkan Biden’ın iki gün önce bizzat teyit ettiği gibi, Netanyahu’nun anlaşmayı tamamlamak için yeterince çaba sarf etmediğini, dünyanın müzakerelerin çökmesinin nedenleri, anlaşmayı bozan tarafın kim olduğu ve anlaşmaya varma çabalarını engellemek için sürekli bahaneler ve mazeretler üreten tarafın kim olduğu konusunda net bir kanaate vardığını sözlerine ekledi.
“ABD Başkanı’nın Netanyahu’ya yönelik tutumu, her ne kadar çekingen ve geç kalmış olsa da, meseleyi açıkça teşhis etmekte ve bu yolun tıkanmasında Siyonist faşist aşırılık yanlısı hükümetin sorumluluğuna işaret etmektedir.”
Sözlerine şöyle devam etti: “Netanyahu ve faşist hükümetinin esir takası müzakerelerinin önündeki en büyük ve tek engel olduğu ve esirleri zorla serbest bırakmak için askeri gerilimi tırmandırma politikasının başarısız olduğu ve daha fazla esirin ordularının elinde hayatını kaybetmesine yol açtığı açıkça ortaya çıkmıştır.”
El Haya, ABD yönetimi ve Başkan Biden gerçekten ateşkese varmak ve bir esir takası anlaşması yapmak istiyorlarsa, Siyonist işgale yönelik kör önyargılarından vazgeçmeleri, Netanyahu ve hükümetine gerçek bir baskı uygulamaları ve daha önce üzerinde anlaşmaya varılan hususlara bağlı kalmaları gerektiğini vurguladı.
Kendisi şöyle açıkladı: “Açıkça söylüyoruz ki yeni belgeler sunmak, kısır bir döngü içinde dönüp durmak ya da sıfır noktasına geri dönmek gerekmiyor; gerekli olan, sarf edilen tüm çabaların üzerine inşa etmek, üzerinde anlaşmaya varılanları uygulamak ve Biden’ın konuşmasında ve Güvenlik Konseyi kararında bahsedilenleri, yani hareketin 2/7’de üzerinde anlaşmaya vardığı şeyleri uygulamaktır.”
El Haya “Netanyahu’nun kurduğu tuzağa düşülmemesi ya da savaşı uzatmayı ve bir anlaşmaya varma yükümlülüğünden kaçmayı amaçlayan hilelerinin, koşullarının ve yeni taleplerinin arkasına takılınmaması” konusunda uyarıda bulundu.
El Haya sözlerini şöyle sürdürdü: “Netanyahu’nun aptallığı ve bir anlaşmaya varmaktan sürekli kaçınması daha fazla Gazzeli tutsağın öldürülmesine neden oldu.”
El Haya, “hareketin liderliğinin, hareketin pozisyonunu, müzakere sürecinin durumunu ve Netanyahu ile terörist işgal hükümetinin karşı karşıya kaldığı uzlaşmazlık, kaytarma ve engellemeleri açıklığa kavuşturmak için arabulucularla ve çeşitli bölgesel ve uluslararası ülkelerle iletişim kurmaya başladığını” açıkladı.
El Haya, Filistin halkının kararlı ve sabırlı olduğunu vurguladı: “Bu barbarca saldırıyı durdurma hakkımızı ortadan kaldıracak ya da Gazze Şeridi’nin herhangi bir bölümündeki Siyonist varlığına meşruiyet kazandıracak ya da yerinden edilmiş insanların evlerine dönmesine ya da ciddi bir takas anlaşmasına ulaşmak için yardım ve yeniden inşa çalışmalarına kısıtlamalar getirecek herhangi bir anlaşmanın geçmesine izin vermeyeceğiz.”
“Tüm gruplardan yiğit direnişçilerimizin ellerini sıkıyor, kahramanlıklarını ve çelik iradelerini, terörist ölüm makinesi karşısındaki kararlılıklarını ve halkımızın özgürlük ve kendi kaderini tayin etme özlemlerini gerçekleştirme yolunda faşist saldırganlık yenilgiye uğratılana kadar ayakta kalma ve savaşma sözlerini takdir ediyoruz.”