Ebu Ubeyde, El Kassam savaşçılarının işgalin suçları ve soykırımı karşısında savaşma ve karşı koyma kabiliyetlerinin daha da güçlendiğini belirterek, Netzarim ekseninin (Gazze Şeridi’nin merkezi) “bir terör ve öldürme ekseni olacağını ve düşmanın buradan yenilmiş ve bozguna uğramış olarak çıkacağını” söyledi.
“Topraklarımızın her yerinde işgale karşı koymak için savunma kabiliyetlerimizi güçlendirdik” dedi ve “gerektiğinde düşmanla yüzleşmeye hazır binlerce savaşçımız var” diye ekledi.
“24 taburumuzun tamamı, tüm direniş gruplarıyla birlikte düşmanla savaştı ve onu Gazze Şeridi boyunca kırdı” diyen Ebu Ubeyde, “düşmanın Gazze Şeridi’ne girdiği her yerde acı darbeler aldığını ve almaya devam ettiğini” vurguladı. “Refah savaşı ve mücahidlerimizin Şucaiye’de ve başka yerlerde yaptıkları, direnişimizin gücünün ve düşmanın başarısızlığının ve yenilgisinin kanıtıdır” dedi.
“Gazze’de hırsızlar gibi evlerde barikat kuran güçlere ya da zırhlı araçların arkasına saklanan subaylara yer olmadığını” vurgulayan Ebu Ubeyde, Kassam savaşçılarının dokuz aydır savaştığını ve ABD ile İngiltere’nin desteklediği işgal ordusunu bozguna uğrattığını vurguladı.
Gazze’de tutulan siyonist tutuklularla ilgili olarak Kassam sözcüsü tutukluların ailelerine seslenerek “oğullarınızın kaderi kişisel bir zafer peşinde koşan (işgalci israil Başbakanı) Benjamin Netanyahu’nun oyuncağı haline geldi” dedi.
Netanyahu’nun bahsettiği mutlak zaferin, “kendi kişisel zaferi ve hükümetinin haydutlarının tatmini” anlamına geldiğini ifade ederek, 7 Ekim’de işgalin başarısızlığına ilişkin açıklanan istihbarat belgelerinin “daha sonra açıklayacaklarımızın çok küçük bir kısmı” olduğunu sözlerine ekledi.
Direnişe destek
“Gazze’de hâlâ dış destek olmadan savaşıyoruz ve halkımız hâlâ yiyecek ve ilaç olmadan direniyor” diyen Ebu Ubeyde, “halkımız hâlâ topraklarına bağlılıklarının cezası olarak saldırı ve soykırıma maruz kalıyor” dedi.
Bağımsız kamuoyu yoklamalarının, saldırıdan aylar sonra Filistin halkının direnişinin arkasında nasıl toplandığını gösterdiğini kaydeden Ebu Ubeyde, direnişin “saldırıyı durdurmak için hâlâ en istekli taraf olduğunu ve halkımıza karşı yapılan adaletsizliğin sona ermesinden daha azını kabul etmeyeceğimizi” vurguladı.
Ayrıca işgal suçlarının işgal altındaki Batı Şeria, Kudüs ve Gazze Şeridi’nde sistematik temizlik ve imha ile zirveye ulaştığını vurgulayarak, dünyanın Gazze’deki işgal suçları ile uluslararası örgütlerin yalanını ve sözde insan hakları yasalarının acizliğini gördüğüne işaret etti.
“İşgal ordusu sivilleri canlı kalkan olarak kullanıyor, evleri bombalıyor, hastanelere, okullara, camilere ve kiliselere saygısızlık ediyor” dedi.
El Aksa Tufanının “işgalin saldırganlığına karşı direnişimizin başlangıcı olmadığını, aksine düşmanın suçları karşısında bir patlama olduğunu” vurguladı ve ekledi: “Mücahidlerimizi, halkımızı ve ulusumuzu temin ederiz ki El Aksa Tufanı sadece büyük dönüşümlere yol açabilecek savaşlardan biridir.”
Batı Şeria’daki Gelişmeler
İşgal altındaki Batı Şeria’daki durumla ilgili olarak Ebu Ubeyde, “Batı Şeria, Kudüs ve işgal altındaki 48 bölgenin kabusu kaçınılmaz olarak yaklaşıyor” dedi ve ekledi: “Batı Şeria’daki direnişin devam eden tırmanışı, sistematik imha karşısında halkımızın cevabı ve tercihidir.”
“1948 topraklarındaki halkımızın maruz kaldıklarına cevabı kaçınılmaz olarak kahraman halkımızın ellerinde olacaktır” diyen Ebu Ubeyde, direnişin kaçınılmaz sonucunun “zafer, düşmanın ve işgalin yenilgisi” olacağını sözlerine ekledi.
Gazze’ye yönelik dış destekle ilgili olarak Ebu Ubeyde şunları söyledi: “Lübnan, Irak ve Yemen’deki direniş cepheleri Kudüs’ü desteklemek için birleşmiştir ve ulusumuzun ortak vicdanı bu direnişle aynı hizadadır.”
“İşgale karşı cepheleri birleştirerek, ulusumuzun savaşçıları eşi benzeri görülmemiş bir Arap birliği sağlamıştır” diyen Ebu Ubeyde, “ancak bir büyükelçiyi sınır dışı etmek ya da Müslüman bir Arap halkını yok eden bir düşmanla ilişkileri kesmek, yüzyıllar boyunca dünya uluslarına hükmetmiş büyük bir ulus için hayal haline gelmiştir” dedi.
Ebu Ubeyde, bir işgalci israil kuvvetinin Gazze Şeridi’nin kuzeyinde pusuya düşürülerek öldürüldüğünü, yaralandığını ve yakalandığını duyurduğu Mayıs sonundan bu yana ilk kez ortaya çıktı. Konuşması aynı zamanda işgalci israil’in Gazze’ye yönelik savaşının dokuzuncu ayına denk geldi.
İşgalci israil 7 Ekim’den bu yana Gazze’ye karşı 38.153 şehid ve 87.828 yaralıya ek olarak enkaz altında binlerce kayıp, işgalci israil hapishanelerinde tutuklular ve altyapının büyük ölçüde tahrip edilmesiyle sonuçlanan eşi benzeri görülmemiş bir savaş yürütüyor.