Cumhurbaşkanı Erdoğan, cuma namazı çıkışında seçim kanunu tartışmalarına yanıt verdi. Erdoğan, “Seçimle ilgili yetkinin kimde olduğunu bilemeyecek kadar cahillerin eline kaldık. Cumhurbaşkanı 60 gün önce ilan edebilir. Eğer 10 Mart’ta ilan edilirse 60 gün sonra seçim olur.” dedi.
Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
BÜYÜYEN KURAKLIK TEHLİKESİ
”Bunlar anlık adımlar değil. Devlet Su İşleri olarak barajlar yaptık yapıyoruz. İstanbul Ankara İzmir gibi büyükşehirlerde belediyelerin sorumluluğundadır. Onlarında buralarda barajlar yapmalı gerekmektedir. En son yaptığımız baraj Yusufeli Barajı. Yusufeli Barajı kısa süre içerisinde tamamen devreye girmiş olacak. Bu işin tek tedbiri barajlardır bunun dışında ciddi bir tedbir söz konusu değil.
SEÇİMLER 14 MAYIS’TA MI?
Hukuk farklı bir şey. Bunun yanında guguk, o da farklı. Dolayısıyla şu anda seçimle ilgili yetkinin kimde olduğunu bilmeyecek kadar cahillerin eline kaldık.
Şu anda seçimle ilgili yetkinin kimde olduğunu bilmeyecek kadar cahillerin eline kaldık. Türkiye’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dır. Cumhurbaşkanı kararname ile 60 gün önceden bu işin ilanını yapar. 60 gün sonra YSK kronolojik yapıyı çalıştırır. Diyelim ki Mart’ın 10’un da ilan ettiyse 60 gün çalışmaya başlar. 60 gün ne zaman bitiyorsa o gün seçim günüdür. Bunu da YSK takip eder. Bunlar bu işin farkında değil. 14 Mayıs’ı konuşmaya başladılar bu da hayırlı bir adımdır.”
“TÜRKİYE’NİN KADERİNİ İNGİLİZ DERGİSİ TAYİN EDEMEZ”
The Economist’in yorumuna sizler ‘Evet’ diyor musunuz? Türkiye’nin kaderini İngiliz dergisi mi tayin ediyor? Benim milletim tayin ediyor. Milletim ne derse o olur. Türkiye’nin kaderini İngiliz dergisi tayin edemez.
“MİÇOTAKİS’İN SÖYLEMLERİ BÖLGE KADERİNİ BELİRLEYEMEZ”
Miçotakis’in söylemleri, özellikle bölgenin kaderini belirlemeye yeterli değildir. Gerek Lozan’ın gerek Adalarla ilgili yaklaşım tarzının şu anda Yunan yetkililer tarafından uygulanmadığını görüyoruz.”
Kaynak: NTV