El-Haya, Gazze’nin geleceğine başka bir tarafın değil Gazze halkının ve Filistin halkının karar vereceğini, bu nedenle Gazze’yi yönetmek için bir sonraki günü düşünenlerin rahat olması gerektiğini ve bir İsrail tankının sırtında dayatılan hiçbir dayatmayı kabul etmeyeceklerini vurguladı.
El Haya, işgalcilerin Hamas’ı ezmek ve esirleri geri vermek gibi büyük hedefler inşa ettiğini, ancak altı ay içinde Gazze’nin yüzde 60’ını yok ettiklerini ve Gazze’deki direniş kapasitesinin sadece yüzde 15’ini ortadan kaldırdıklarını kendilerinin de itiraf ettiğini vurguladı.
El Haya, Gazze’nin büyük Filistin vatanının bir parçası olduğunu ve burayı kimin yöneteceğine sadece Filistin halkının karar vereceğini söyledi.
El-Haya, El-Aksa Tufanı operasyonunun 201. gününde şunları söyledi: “Şunu vurgulamakta fayda var: El Aksa baskınından önceki gerçek, Filistin meselesinin masadan kaldırıldığı ve Siyonist aşırılıkçı faşist cuntanın açıkça Filistin halkının var olmadığını söylediği ve Filistin’in tamamen “İsrail Devleti” olduğu temelinde haritalar yayınladığını görüyorduk.
7 Ekim öncesinde bölgeden çıkmak isteyen Amerika’nın, işgalin bölge liderliğini kabul edenlerle işbirliği içinde işgali kendi ajanı haline getirmek istediğine dikkat çekti.
Filistin hakkının kaybolmaya yüz tuttuğu bir sahnenin önünde olduğumuzu, bu yüzden El Aksa’nın sular altında kaldığını ve Filistin direnişinin Filistin halkının ölmediğini söylemek istediğini ve burada ölmeyi reddeden bir halk olduğu konusunda dünyayı uyandıran büyük bir çan çaldığını belirtti.
Şöyle devam etti: “7 Ekim’den önce, Bakan Ben-Gvir işgal hapishanelerindeki mahkumlarımıza en iğrenç saldırıları gerçekleştirdi ve biz de uyuyanları ve gafilleri uyandırmak için bir şeyler yapmamız gerektiği gerçeğine vardık.”
“7 Ekim’deki amacımız sınırlı bir operasyondu, esir alınan askerlerin bir kısmını esirlerimizle takas etmek üzere geri getirmekti, ancak Siyonist ordunun Gazze tümeni tamamen çöktü” diyerek El Aksa Tufanı Operasyonu’nun siyasi, stratejik ve insani boyutlarına ulaştığını belirtti.