Seçim 26 Ekim’de Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da düzenlenen 8. DUK Genel Kurulu sırasında gerçekleşti. 27 ülkeden 176 delege DUK liderliğine 34 üye seçmek için oy kullandı. Ruşen Abbas ve diğer delegelere yönelik iftira, taciz ve ölüm tehditleri de dahil olmak üzere süreci sekteye uğratmaya yönelik çeşitli girişimlere rağmen seçimler devam etti ve Uygur savunuculuğu için önemli bir adım atıldı.
Uygur Hareketi Ruşen Abbas’ın seçilmesi ile ilgili, “Bu seçim sonucu, Uygur Hareketinin ve Ruşen Abbas’ın Uygur davasına olan bağlılığının ve Uygur Hareketinin küresel Uygur toplumuna verdiği sürekli desteğin altını çizmektedir. Abbas’ın atanması CFU ve DUK arasında yakın işbirliği için fırsatlar oluştururken, CFU Uygur haklarını ilerletme yönündeki bağımsız misyonuna bağlı kalmaya devam edecektir.” denildi.
DUK’un yeni seçilen Başkanı Turguncan Alaaddin, Genel Kurul’u gururla değerlendirerek şunları söyledi: “Bu demokratik süreç Uygur diaspora toplumu için son derece önemli bir andı. Bu aynı zamanda Pekin’e hiçbir tehdidin bizi temel haklarımızı kullanmaktan alıkoyamayacağına dair açık bir mesajdı.“
Uygur Hareketi İcra Direktörü Ruşen Abbas şunları söyledi: “Bu seçim süreci, Uygur diasporasının zorluklar karşısında gösterdiği direncin bir kanıtıdır. Bu yeni sıfatla toplumuma hizmet etmekten onur duyuyorum ve Dünya Uygur Kongresi’ni güçlendirmeye ve adalet arayışımızda en yüksek standartları korumaya kararlıyım.“
Yeni liderlik, delegelerle birlikte DUK’un mevcut tüzüğünü gözden geçirdi ve gelişmiş raporlama mekanizmaları ile bir Davranış Kuralları ve Koruma Politikaları getiren yeni bir maddeyi (Madde 17) kabul etmek için oy kullandı. Bu madde 8. Dünya Uygur Kongresi’nin seçilmiş tüm delegeleri için geçerlidir. Sekizinci Genel Kurul ve tüm delegeler tarafından desteklenen bu değişiklikler, DUK bünyesinde şeffaflık ve hesap verebilirliğin arttırılması yönünde atılmış önemli bir adımdır.
Uygur Hareketi yaptığı açıklamada şunları söyledi: “CFU olarak yeni seçilen tüm yetkilileri kutluyor ve Uygur Savunuculuk hareketine yapacakları katkıları dört gözle bekliyoruz. ÇKP’nin Doğu Türkistan’da haksız yere alıkonulan tüm Uygurları derhal serbest bırakmasını talep ediyor ve uluslararası toplumu, Doğu Türkistan’daki Uygurlar için özgürlük ve demokrasiyi koruyarak tüm insanların onurlu bir şekilde yaşama temel haklarını desteklemeye çağırıyoruz. Uygurlar, korku, baskı veya zulüm olmaksızın, vicdanlarını ve inançlarını barış içinde takip etme özgürlüğü ile yaşama hakkını hak ediyor. Devam etmekte olan soykırım artık sona ermelidir.“