Nöbetçi Eczaneler
Geçtiğimiz günlerde, “Kuça Wang Sarayı” tabelasıyla turistik alan olarak işaretlenen binanın önünde Uygur kızlarının sahneye çıkıp Çin geleneklerine göre eşlerini seçmek için etraflarında toplanan Çinli erkeklere çiçek topları attığı bir video sosyal medyada viral oldu ve Uygur diasporası arasında öfkeye yol açtı.
Bu videoda, yüzünün yarısı eğlence amaçlı kapatılmış güzel bir Uygur kızının evliliği, Çinli bir ev sahibi ve turist tarafından pazardaki “Çin malları” gibi ayarlanmıştır.
Tarihi verilere göre, “çiçek topu atma” uygulaması eski Çin düğün geleneklerinden biridir, ancak son zamanlarda bu uygulama Çinliler arasında hoş karşılanmamaktadır.
Çin meseleleri üzerine çalışan bir analist olan İlşat Hasan RFA’ya konuştu ve Çin hükümetinin Uygur kızlarını Çinli erkeklerle evlendirmek için çeşitli propaganda biçimleri kullandığını söyledi.
Sosyal medyada heyecan oluşturan bir diğer video ise Çinli bir YouTuber’ın geleneksel Uygur kıyafetleri giymiş iki Uygur kızıyla yaptığı röportaj. Videoda orta yaşlı Çinli bir adam Uygur kızlarının Çinli erkeklerde hangi özellikleri tercih ettiğini ve bir Uygur kızının evlenmesi durumunda evlilik kurallarının neler olduğunu soruyor. Kız Çinli erkeklerle Uygur erkeklerini karşılaştırıyor ve Uygur kızlarının Çinli erkeklerle evlenmeyi tercih ettiğini söylüyor.
İlşat Hasan, bu videoların basit röportaj kayıtları gibi görünse de aslında Çin hükümeti tarafından organize edilen ve Uygur kızlarını Çinlilere “pazarlayan” bir kampanya olduğu yorumunda bulundu.
21 Şubat 2017 tarihinde “Aynurgül ve Tianchang Xing’in (Qaisarjan) düğünü için tebrikler” sloganıyla bir düğün fotoğrafı yayınlandı ve o zamandan beri Uygur kızlarının Çinli erkeklerle evlendiğine dair haberler artmaktadır.
Uygur İnsan Hakları Vakfı’nda araştırmacı olan Henryk Szadziewski, yukarıda bahsedilen iki video hakkında konuştu ve bunun gerçekten üzücü bir durum olduğunu söyledi.
“Bu bir zulümdür” dedi. “Uygur geleneklerini yok etmek, Çinlilerin geleneklerini ve kendilerinin terk ettiği çeşitli törenlerini Uygurlara aktarmak. Yani bu iki klibin Uygur halkına yönelik hakaretlerle dolu olduğunu söylemek zorundayım. Sömürgeleştirilmiş bir bölgede genellikle durum böyledir.
Başka bir deyişle, Uygur kadınlarının bedenleri, sömürgeci Çinli erkeklerin sömürgeleştirme ve baskısının bir parçası haline gelmiştir. Yani, burada güdülen amaç çok açık. Buradaki ilişki uluslar arasında değil, sömürgeleştiren erkeklerin gücü ile sömürgeleştirilen kadınların gücü arasındadır. Bu şekilde, Çin hükümeti doğrudan Çinlileri Doğu Türkistan’a göç etmeye teşvik ediyor ve Uygur kadınlarının bedenlerinin ticarileştirilmesi yoluyla onları yerleştiriyor ve uzlaştırıyor. Bu da sömürgeleştirmeyi giderek pekiştiriyor. Bu durum endişe vericidir. Bir diğer ek nokta ise bu videoları çeken ve yayınlayan Çinlilerin bu içerik üzerinden ekstra para kazanıyor olması.
Herkes İçin Adalet Bölge Direktörü Hana Zuberi, bu yıl Mart ayında yayınlanan “Doğu Türkistan’da Kadınlara Yönelik Zulümler” raporu hakkında yaptığı açıklamada, işgalcilerin işgal ettikleri toplumun önce sosyal bağlarını yok etmeye çalıştıklarını, işe o toplumun can damarı olan kadınları yok ederek başladıklarını söyledi.
Henryk Szadziewski sözlerini şöyle tamamladı: “Bir yerde Uygurların, topraklarının Çinliler ve Çin Komünist Partisi tarafından işgal edilmesine rağmen bedenlerinin özerk olduğunu düşündüklerini okumuştum. Özellikle de İslami inançlara göre yaşayan ve bedenlerine saygılı davranan Uygurlar arasında. Bunun alkolden uzak durmayı ve kadın bedenini yabancı cisimlerden korumayı içerdiği açıktır. Bu inanç dinle bağlantılı olsa da ben bunu Uygur bedenini Çin Komünist Partisi’nden bağımsız tutmanın bir yolu olarak görüyorum. Onların bedenleri Çinlilerin ve ÇKP’nin dokunamayacağı “bölge” idi. Uygur topraklarını işgal etmelerine rağmen bedenlerini işgal edemediler. Şimdi gördüğümüz şey, Çinli erkeklerin ve ÇKP’nin Uygur kadınlarının bedenleri aracılığıyla bu engeli kırdıklarıdır. Bu bedenler artık Uygurlara ait değil. Onlar Çinlilere ve ÇKP’ye aittir. Her zaman söylediğimiz gibi bu bir çeşit kolonizasyondur.”
Kasım 2022’de Uygur İnsan Hakları Vakfı (UHRP) “Uygur Kadınlarının Zorla Evlendirilmesi” başlıklı geniş kapsamlı bir rapor yayınladı: Çin Hükümetinin Doğu Türkistan’da Etnik Gruplar Arası Evlilik Politikası” başlıklı geniş kapsamlı bir rapor yayınlayarak Çin hükümetinin Uygur kadınları Çinli erkeklerle evlendirme politikasını bir devlet politikası olarak sistematik bir şekilde uyguladığını belirtmiştir. Aslında bunun asimilasyon ve kültürel soykırım politikasının bir aracı olduğu kanıtlanmıştır.