Yüksek Komiser Volker Türk, yaptığı açıklamada, “Çin’in kalkınma hamlesi, yoksulluğun azaltılmasında güçlü başarılara imza attı. Ancak ülkede yaşanan son ekonomik zorluklar, etnik azınlık mensuplarının hakları da dahil olmak üzere tüm insan haklarını gözeten daha katılımcı bir yaklaşıma olan ihtiyacın altını çiziyor; kırsal topluluklardaki insanlar; ülke içi göçmen işçiler; daha yaşlı insanlar; ve engelli insanlar. Politikaları eleştirdiği ve değişimi savunduğu durumlar da dahil olmak üzere, sivil toplumun katılımı ve tartışmasına alan açmak, daha dayanıklı ve esnek bir toplum inşa eder. Ofisimin bir yıl önce vurguladığı gibi, Uygur Özerk Bölgesi’ndeki endişeler, tavsiyelerimiz doğrultusunda yetkililerin güçlü düzeltici eylemlerde bulunmasını gerektiriyor. İnsan hakları savunucularının tutukluluk halinin devam etmesinden de rahatsız olmaya devam ediyorum.” dedi.
Ancak Volker Türk’ün açıklaması, küresel çapta endişe ve kınama konusu olan Doğu Türkistan’da devam eden Uygur soykırımını yeterince ele almamıştır. Bölgedeki endişelere değinip yetkililerin güçlü düzeltici adımlar atmasını tavsiye etse de, kitlesel gözaltılar, zorla çalıştırma ve kültürel baskının devam ettiğine dair raporların devam etmesiyle sahadaki durum vahim olmaya devam ediyor.
Uygur Hareketi İcra Direktörü Ruşen Abbas, bu açıklamayla ilgili derin endişelerini dile getirerek şunları ifade etti: “Sayın Türk’ün Doğu Türkistan’daki meseleleri kabul etmesini takdir ediyoruz; ancak bunun Uygur soykırımını ele almak için gereken aciliyeti karşılamadığına inanıyoruz. Uluslararası toplum, Çin’i Uygur halkına yönelik ağır insan hakları ihlallerinden sorumlu tutmak için daha fazlasını yapmalı. Sorunları yalnızca kabul etmenin artık yeterli olmadığını, uluslararası toplumun Çin’i halkıma karşı işlediği ciddi insan hakları ihlallerinden sorumlu tutmak için daha somut adımlar atması gerekiyor.”
Uygur Hareketi, Birleşmiş Milletler’i Uygur soykırımını sona erdirmek ve sorumluları sorumlu tutmak için daha güçlü adımlar atmaya çağırarak, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri’ni ve uluslararası toplumu, insan haklarını ve Uygur halkını savunmak için birlikte durmaya çağırdı.