Kapsamlı rapor, Çin’in domates üretiminin %50’sinden fazlasını ve küresel kırmızı biber pigmenti üretiminin %65’ini temsil eden büyük Çinli şirketlerin, zorla çalıştırma uygulamalarına ve Uygur çiftçilerin arazi kullanım haklarının zorla ellerinden alınmasına nasıl derinden karıştığını ortaya koyuyor. Araştırma ayrıca, küresel pul biberin %10’unun ve dünyadaki kırmızı biber oleoresinin yaklaşık üçte ikisinin Doğu Türkistan’da zorla işçi çalıştıran tesislerden geldiğini ortaya koymaktadır.
Uygur Hareketi İcra Direktörü Ruşen Abbas, “Bu çığır açan araştırma, uzun zamandır bildiklerimizin en kapsamlı kanıtıdır – Çin Komünist Partisi’nin Uygur halkına yönelik soykırımı tarım sektörünün derinliklerine kadar uzanmakta, küresel tedarik zincirlerini etkilemekte ve büyük uluslararası markaları da bu sürece dahil etmektedir” dedi. “Uygur çiftçilerin toprak haklarının zorla Çinli şirketlere devredilmesi, zorlayıcı işgücü uygulamaları ve siyasi telkinlerle birleştiğinde, rejimin Uygur haklarına ve kimliğine yönelik sistematik saldırısının bir başka yönünü temsil etmektedir.”
Soruşturma, bu kusurlu tedarik zincirleri ile Kraft Heinz, Nestlé, Del Monte, PepsiCo, McCormick, Unilever ve L’Oreal gibi büyük çok uluslu şirketler arasındaki rahatsız edici bağlantıları ortaya koymaktadır. Kraft Heinz ile Doğu Türkistan’da Uygur hanelerinin gözetimine aktif olarak katılan ve kültürel asimilasyon ve zorla çalıştırma ile bağlantılı politikaları uygulayan devlete ait bir işletme olan COFCO arasında devam eden stratejik ilişki özellikle endişe vericidir.
Bu araştırmayla desteklenen paralel bir BBC soruşturması, Avrupa süpermarketlerinde Uygur zorla çalıştırma yoluyla hasat edilmiş domates içeren 17 ürün tespit ederek bu krizin küresel erişimini vurgulamıştır.
Abbas, “Kanıtlar açık – Uygurların zorla çalıştırılmasıyla bozulan ürünler dünya çapındaki tüketicilere ulaşıyor,” diye vurguladı. “Doğu Türkistan’daki işletmelerle iş ilişkilerini sürdüren her şirket, Uygur halkına karşı devam eden soykırımdaki suç ortaklığını kabul etmelidir. Şimdi harekete geçme zamanıdır.“
Uygur Hareketi yaptığı açıklamada çağrıda bulundu:
- Doğu Türkistan’daki tarımsal işletmelerle tüm kurumsal ortaklıkların derhal sona erdirilmesi;
- Doğu Türkistan ile bağlantılı tüm ihracatlarda “çürütülebilir karinenin” uygulanması da dahil olmak üzere mevcut zorla çalıştırmayı önleme yasalarının küresel çapta daha fazla uygulanması;
- Yüksek riskli tarımsal ürünler için zorunlu tedarik zinciri şeffaflık gerekliliklerinin uygulanması
- Doğu Türkistan’dan gelen tarımsal ürünleri işlediği bilinen ülkelerden gelen ürünlerin daha fazla incelenmesi; ve
- Karışmış Çinli işletmelerle iş ilişkilerini sürdüren şirketlerden derhal elden çıkarma
Uygur Hareketi açıklamada şunları söyledi: “Dünya çapındaki tüketicileri, işletmeleri ve hükümetleri, bu kusurlu ürünlerin her satın alımının Uygur halkına karşı devam eden soykırımı sürdürdüğünü kabul etmeye çağırmaktadır. Bu zulümleri mümkün kılan tüm ekonomik bağların koparılması için derhal harekete geçilmesi çağrısında bulunuyor ve Çin rejiminin insanlığa karşı devam eden suçları için kapsamlı hesap verebilirlik talep ediyoruz.”